Mükemmel bir iş çıkardı ve Şube Müdürümüzün isminin ilçe meclisine Baltimore Emniyet Müdürü olarak gönderildiğini açıklamak için de bundan daha uygun bir zaman olacağını düşünemiyorum. | Open Subtitles | لقد أبلى بلاءً حسنًا لذلك أعتقد أنه حان الوقت لإعلان أننا سندفع بإسم المدير |
Bunu kaydetmek isteyebilirsin çünkü çok iyi iş çıkardı. Harikaydı. | Open Subtitles | أنصحك بتسجيله، لأنّ المفاجأة أنّه أبلى حسناً. |
Kendisi tamirci. Arabamızda pek iyi iş çıkartamadı. | Open Subtitles | إنّها ميكانيكي، وقد أبلى سيّئاً مع سيّارتنا. |
Fakat çok başarılı oldu. Uzun zaman geçmeden çok kazanmaya başladı. | Open Subtitles | لكنه أبلى جيدا و لم يمضى وقت طويل حتى بدأ يكسب الكثير من النقود |
Beden eğitimi hariç, diğer tüm derslerinde başarılı olmuş. | Open Subtitles | لقد أبلى جيداً في جميع المواد، ما عدا مادة الرياضة |
- Ön seçimlerde iyiydi. - Kesinlikle. | Open Subtitles | ـ لقد أبلى بلاء حسنًا بالإنتخابات ـ بالطبع |
Boşversene, onu her şartta alt edebilirim. | Open Subtitles | اعطنى راحه إن ذلك الفتى طفل أبلى |
Oğlun iyi iş çıkarmış galiba. | Open Subtitles | أتوقع من هذا أن أبنك أبلى حسناً |
Yine de kabul etmeliyim ki evi yeniden dekore ederek iyi iş çıkardı. | Open Subtitles | ومع ذلك على أن أقر أنه أبلى بلاء حسنا فى تَزْيِين المكان |
Şu jantlara bak. Bunlarla çok iyi bir iş çıkardı. | Open Subtitles | أنظر إلى هذه الجنوط لقد أبلى بلاءاً حسناً بها |
Benim için birkaç görev yaptı. Çok iyi iş çıkardı. | Open Subtitles | لقد أبلى بلاءً حسناً فى عدة مهام مؤخراً |
- Adamlar bu şartlar altında iyi iş çıkardı. | Open Subtitles | لقد أبلى الرجال ما لديهم رغم الظروف |
Film başarılı olmuş ki bu hoş bir süpriz oldu. | Open Subtitles | الفلم أبلى بلاءً حسنًا، وهي كانت مفاجئة جميلة. |
Bu sabah kahvaltıda sınavları okudum ve çoğunuz gayet başarılı olmuşsunuz. | Open Subtitles | لقد قيمت اختباراتكم اليوم ... على الغداء و معظمكم أبلى بلاء حسناً |
Çok parlak bir öğrenciydi, dersleri güzeldi ve iyiydi işte... | Open Subtitles | كان ذكياً جداً أبلى بلاءً حسناً في المدرسة كان بخير فحسب |
Boşversene, onu her şartta alt edebilirim. | Open Subtitles | إن ذلك الفتى طفل أبلى |
Senin şu tatlı kızı bularak, iyi iş çıkarmış, değil mi? | Open Subtitles | أبلى حسناً، أليس كذلك؟ أن يجد نقطة ضعفك |