"أبنائها" - ترجمة من عربي إلى تركي

• çocukları
• çocuklarını
• çocuklarının
• oğullarını
• çocuğunu
• Oğulları
• evlatlar
• çocuklarına
• Oğullarından

Kaçışı sırasında sadece en küçük kızı Sophia'yı kurtarabilmişti, diğer çocukları ise esaret altında kalmaya devam etti.
خلال هروبها استطاعت إنقاذ ابنتها الصغرى صوفيا فقط، بينما ظل باقي أبنائها قيد الأسر.

Sanki öz çocukları gibi kendini onlara adamıştı.
كرّست نفسها لأولئك الأطفال كما لو كانوا أبنائها.

Hedefi, iş bulmak, yaşayacak bir yer kiralamak ve çocuklarını yanına almak.
هدفها هو أن تجد وظيفة وأن تستأجر بيتًا لتعيش فيه ولتحتضن أبنائها معها مرة أخرى

Toplumumuzda Arap kadınları için asıl mutluluk kaynağı çocuklarının ve kocasının mutluluğu ve refahı olmalıdır.
بالنسبة للمرأة العربية، ما يزال مجتمعنا يفترض أن مصدر سعادتها الأساسي يجب أن يكون سعادة وازدهار أبنائها وزوجها.

Her 10 yılda bir yaptığı gibi oğullarını ziyarete gelmişti.
لمقابلة أبنائها الإثنان كما تفعل مرة واحدة كل عشر سنوات

Sürekli hastaydı ve daha yeni iki çocuğunu kaybetmişti.
لقد كانت مريضة مرضا مزمنا ، بالإضافة إلى فقدانها اثنين من أبنائها

Oğulları, Jeff ve Rickin arkadaşıydım.
وكان لي أصدقاء مع أبنائها, جيف وريك.

Ben çocukları babalarıyla olan işkolik bir anneyim Senin mazeretin ne?
أنا أم مدمنة على العمل حيث يقيم أبنائها مع والدهما ما هو عذرك؟

Hayalim kızımın çocukları için bu kararı vermek zorunda kalmaması.
حلمي ألا تتخذ ابنتي هذا القرار مع أبنائها وبناتها

- Bana pek çok eleştiri getirebilirsin ama ben çocukları sayesinde kendini değerli hisseden biri değilim.
و يمكنك أن تقولي الكثير من الأمور عني لكنني لست انسانة تعيش عبر أبنائها

Umarım eğer çocukları olursa onların eğitimine harcar.
لتفعل بها كما أرادت وأأمل أن تنفقها على تعليم أبنائها أيجدر بها الحصول على شئ؟

Su, bütün çocukları için Gökyüzü Ruhu'ndan gelir.
الماء يتدفق من السماء الروحية من أجل جميع أبنائها

Ki onlar sadece güvenli mekanlarda yaşamak ve çocuklarını güvenli okullara göndermek istiyorlar.
و يقف بصف العائلة الأمريكية التي تريد فقط العيش في أحياء آمنة و إرسال أبنائها إلى مدارس آمنة

Dünyanın dört bir yanından gelen zengin aileler kendi çocuklarını buraya gönderiyor.
عائلات غنيه من أقاصي العالم ترسل أبنائها هناك.

çocuklarını çok sevdiği için onları kaybedebileceği düşüncesine katlanamayan bir anne hakkında.
عن أمٍ أحبّت أبنائها كثيراً، ولم تتحمَّل خسارتهم.

Ve tek dileği de çocuklarının kendisi gibi ömrünü yalnız geçirmemesiydi.
و رجاءها الوحيد بألا ينتهي أمر أبنائها وحيدين

Bay Red, unutmayın ki... bir annenin iyiliği sonsuza dek çocuklarının üzerindedir
... سيد ريد, دائماً تذكر ذكرى الأم تبقى موجودة دائما من خلال أبنائها

Diğer tüm çocuklarının da orada doğduğunu söyledi. Bir saniye.
وقالت ان كل أبنائها ولدوا هناك

Hermes, oğullarını koruyabilsin diye koçu Nefele'ye verdi.
هارمز أعطى الكبش إلى نيقيلي لكي يمكنها أن تنقذ أبنائها

Küçük çocuğunu sevmeyen bir anne.
الأم صدَت أبنائها

Oğulları geldi diye hemen çıldırdı!
أبنائها عادوا وهي ستُجن

Anneniz çok iyi evlatlar yetiştirmiş.
أمك قامت بتربية أبنائها جيّداً.

Aileler çocuklarına ya sıradan isimleri ya da utanç verici isimleri koyar.
هناك فقط آباء تعطي أبنائها أسماء عادية وآباء تعطي أبنائها أسماء محرجة

Bayan bir komşuma yardım ediyorum. Oğullarından birinin başı belada sayılır.
أنا أسدي معروفاً لجارتي أحد أبنائها في ورطة