| Uh, ben ve ortağım, aslında kızım, güzel değil mi? | Open Subtitles | أنا وشريكي , فعلياً , هي أبنتي أليست جميلة, ؟ |
| Kendi kızım kimi seçerse seçsin onu destekleyecek kadar kendisini sevmediğimi düşünüyor. | Open Subtitles | أبنتي تظن أنني لا أحبه بما فيه الكفاية ..لأساندها مهما كانت اختياراتها |
| Kendi kızım kimi seçerse seçsin onu destekleyecek kadar kendisini sevmediğimi düşünüyor. | Open Subtitles | أبنتي تظن أنني لا أحبه بما فيه الكفاية ..لأساندها مهما كانت اختياراتها |
| Tüm hayatımı saklanarak geçirdim, kendi kızımı bilmek iin bir şansım var. | Open Subtitles | قضيت كل حياتي مختبىء لم تسن لي الفرصة بأن اتعرف على أبنتي |
| İzlerini arabayla kızımı öldürdükleri yerden buluruz. | Open Subtitles | يمكننا تعقبهم من العربة ومن المكان الذي قتلوا فيه أبنتي |
| Ama ben kızımın Yaratıcı'nın vücut bulmuş hali olduğunu her zaman biliyordum. | Open Subtitles | لكن دائماً ما وعيتُ أنّ أبنتي هي الخالقة تعيش فى تجسُد بشري. |
| Daha bugün tanıştığım birinin ismini kızıma vereceğimi mi sandın? | Open Subtitles | ألتقيت بكِ اليوم وتعتقد أنني سوف أسمي أبنتي وفقاً لأسمكِ؟ |
| kızım, yakında öğreneceğin gibi, erken kalkan biri değildir. | Open Subtitles | أبنتي لم تنهض باكرا، كما أنت ستكتشف قريباً |
| Hayır, kızım doğuruyor. | Open Subtitles | لا، لا، لا ،لا. أبنتي ستلد وزوج ابنتي ليس هنا |
| Sanırım kızım Charlotte onu biraz neşelendirdi. | Open Subtitles | ظننت أن أبنتي شارلوت ربما رفعت معنوياته قليلاً هي جيدة على ماهي عليه |
| Benim kızım içinde geçirebilirsiniz. | Open Subtitles | لو أردتم فعل ذلك، قوموا بسحبهم من أجل أبنتي |
| kızım Hong Kong'daki durum konusunda biraz endişeli. | Open Subtitles | أبنتي قلقة بسبب الأحوال في هونج كونج أنا لا أريد الرحيل |
| Ben lan Jack. kızım Julia bu okula gidiyor. | Open Subtitles | أنا لان جاك أبنتي جوليا تذهب لهذه المدرسة |
| Sen Kaushalya, kızım doğduğunda sende şarkılar söylemiştin. | Open Subtitles | وبالمناسبة .أنتِ غنيتي في اليوم الذي ولدت فيه أبنتي |
| Başarılı olursan sana kızımı gönüllü vereceğim. | Open Subtitles | إذا نجحت فيما قلته أعدك , سوف أعطيك يد أبنتي بكل سرور |
| O haklı. kızımı hiç tanımıyormuşum. | Open Subtitles | إنها على حق أنا لا أعرف أبنتي على الأطلاق |
| Evet, sen de, kızımı, onlara karşı bir silah olarak kullanmayacaksın. | Open Subtitles | حسناً , انت لن تستغل أبنتي كنوع من السلاح ضدهم |
| Öz kızımın hayallerimi bozguna uğratmak için boyundan büyük işlere karışması. | Open Subtitles | حقيقة أن أبنتي قطعت كل هذه المسافة الطويلة كي تحطم أحلامي |
| Joan, kızımın senin yanında olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | جوان هل هنالك أي أحتمال لوجود أبنتي معك؟ |
| kızımın bir yerliye dönüşmesine izleyici kalmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أشاهد أبنتي وهي تتحول الى أنسانة من عامة الناس |
| Fakat bir daha buralarda dolanırsan, bunu kızıma bir tehlike olarak görürüm ve seni öldürmek için başka seçim şansım olmaz. | Open Subtitles | و لكن إذا ظهرت هنا مجدداً سأعتبرك خطراً على حياه أبنتي و لن يكون لدي خياراً سوى قتلك |
| Biliyor musun? kızımla kocası, deniz kenarındaki evi satmışlar. | Open Subtitles | أتعرفين ، أبنتي و زوجها باعا البيت الذي على الشاطئ |
| Şey kızımdan uzak durmakla başlayabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك البدء بالإبتعاد عن أبنتي المعذرة ؟ |
| Fotoğrafa bak, canım. Benim kızımdı. | Open Subtitles | أنظري إلى الصورة عزيزتي إنها أبنتي |
| Birinde çocuğum doğmuştu. | Open Subtitles | الأثنتان الأخريتان كانتا ليلة ميلاد أبنتي |
| Hala benim güzel kızımsın. Elimde değil, senin için endişeleniyorum. | Open Subtitles | مازلتي أبنتي الطيبة لا أستطيع سوي أن أقلق عليكِ |
| Benim iznim olmadan çocuğumu hiçbir yere götüremezsiniz. | Open Subtitles | و انت لا تأخذ أبنتي الى أي مكان بدون أذني |