Ve ben onun kapılarını kıracağım fıçısının tıpasını açacağım ve doyana kadar içeceğim. | Open Subtitles | سأحطم أبوابها وأقوم بنزع سدادة البرميل خاصتها, وارتشف منها حتى الشبع لقد فعلتها |
Bence bu DAEŞ'in, Avrupa tepki gösterip kapılarını müslüman mültecilere kapatsın ve Avrupa içindeki müslümanlara düşmanlık beslesin kendi işlerini kolaylaştırsın diye izledikleri stratejinin bir parçası. | TED | وأعتقد هذا جزء من استراتيجية داعش بأن تجعل أوروبا تتفاعل، إغلاق أبوابها وصدّ اللاجئين المسلمين وكرههم وخلق أعداء تجاه المسلمين في أوروبا، بالضبط لتسهيل عمل داعش. |
Okul kapılarını 1944 Ekiminde tekrar açtı. | Open Subtitles | المدرسة أعادت فتح أبوابها في أكتوبر 1944 |
Gaz arabalarının kapıları açılıp, cesetleri ilk çıkardığınızda ne tepki verdin? | Open Subtitles | ماهي ردة فعله عندما بدأ بنقل الجثث؟ عندما فتحت سيارات الغاز أبوابها |
Chanel moda imparatorluğunun kapıları 15 yıldır kapalıydı. | Open Subtitles | منذ خمسة عشر سنة, أغلقت إمبراطورية شانيل للأزياء أبوابها |
Ödemeyi tamamlatıp borcunu azlettirdik ve kapılarının tekrar açılmasını istiyoruz. | Open Subtitles | لدينا المبلغ كاملا لندفع ديونها و نطلب إعادة فتح أبوابها |
İnsanlar, kapılarını kilitleyip, perdelerini kapatıyorlar. Kesinlikle. Planladığım bu geceyi yapmaya giderken, bir çocuk gördüm. | Open Subtitles | الناس تغلق على نفسها أبوابها ويسدلون الستائر على نوافذهم حينما كنت ذاهبة إلى الكنيسة |
Kilise ihtiyacı olan herkese kapılarını açar. | Open Subtitles | تفتح الكنيسة أبوابها دائماً للناس الخائفين |
Bu sene Bayan Guthrie kapılarını daha geniş bir yaş grubuna açmaya karar verdi. | Open Subtitles | السيدة جوثري : قررت أن تفتح أبوابها لــــ مدي عُمْري أوسع هذا العام |
O günlerde Bronson Springs halkı kapılarını bile kilitlemez çocuklar gece vakti bisiklet sürerlerdi. | Open Subtitles | حينها,الناس في برونسون سبرينغز لم تقفل أبوابها و الأولاد كانوا يذهبوا على دراجاتهم بعد حلول الظلام |
Bu sene Büro'nun kapılarını daha fazla kişiye açtığı bir gerçek. | Open Subtitles | أنا أعرف حقيقة أن المكتب فتحت أبوابها أوسع هذا العام. |
Bir çok yer kıtlık yüzünden kapılarını kapattı. | Open Subtitles | أغلقت الكثير من الأماكن أبوابها بسبب الجفاف. |
Bu ülke onları kucakladı ve onlara kapılarını açtı. | Open Subtitles | هذه البلد إحتضنتهم وفتحت أبوابها لهم |
Gün batınca kapılarını kapar. | Open Subtitles | السيدة تغلق أبوابها عند المغيب |
çalıştığın şirkete bak akşam kapılarını kapattı sabahleyin iflas etti ne diyorsun sen ? | Open Subtitles | أنظر إلى الشركة التي عملت معها أغلقت أبوابها بين ليلة وضحاها ، لقد أفلست -ما الذي تتحدث عنه ؟ |
İtalyan şehirleri ona kapılarını kapatacak. | Open Subtitles | بلدات إيطاليا ستغلق أبوابها أمامه |
kapıları değiştirmiyorsam, duvarları yıkıyorum. | Open Subtitles | إن لم أكن أركل أبوابها فأنا أحطم جدرانها |
Araçların kapıları kendiliğinden kilitleniveriyor, bazen de aracın bütün sistemleri tamamen duruyormuş. | Open Subtitles | تقفل السيارات على نفسها و ببعض الأحيان تغلق أبوابها بنفس الوقت و هل يختفي الناس ؟ |
Ama şehrin kapıları kapalı, muhafızları da içeride. | Open Subtitles | لقد أغلقت أبوابها وتم حبس المدافعين في الداخل |
Sadece kapıları uçurman gerek, aracı değil! | Open Subtitles | فقط المفروض أن تفجر أبوابها العينة |
Daha sonra büyük koridarlardan geçip kapılarının üzerinde Yahudi yıldızı olan ve "Banyo ve Teneffüs Odası" yazan odaların olduğu sığınağa indirilmişler. | Open Subtitles | ثم يقادون كالقطيع الى ممر و اسع يؤدي الى عنابر على أبوابها نجمة داود و مكتوب عليها غرفة الاستحمام و الاستنشاق |
Bir ay içinde... 1899'dan beri süregelen L.F. Rothschild kurumu kepenk kapatti. | Open Subtitles | خلال شهر إل إف روثشولد مؤسسة منذ 1899 أغلقت أبوابها |