Bir kaç bölük pörçük şey hatırlıyorum olmadık zamanlarda ortaya çıkıyorlar... | Open Subtitles | مجرد ومضات وهذه الومضات التي أتذكرها تأتي في أوقات سيئة جداً |
", dedi. O an hayatımı değiştirdi ve sanki dün gibi hatırlıyorum. | TED | تلك اللحظة غيرت حياتي، وأقدرأن أتذكرها كما لو كانت بالأمس. |
Ve bu yüzüş üç sene önce olmasına rağmen, ben bunu sanki dün olmuş bir olay gibi hatırlıyorum. | TED | وبينما تلك السباحة قد حدثت قبل ثلاث أعوام مضت، يمكن أن أتذكرها كما لو كانت بالأمس. |
Ben hatırlamıyorum. Büyük ninem sağken anlatırdı bana. | Open Subtitles | لا أتذكرها , كان جدتي تقولها عندما كانت حية |
Baba, anneme yollaman için verdiğim mektubu hatırladın mı? | Open Subtitles | تلك الرسالة التي كتبتها لأمي طلبت منك أن ترسلها لأجلي ، أتذكرها ؟ |
hatırlıyorum. Güpegündüz camı kesmişlerdi. | Open Subtitles | أننى أتذكرها لقد قطعوا الزجاج فى وضح النهار |
Çocukluğunu çok iyi hatırlıyorum. Tatlı bir kızdı. | Open Subtitles | أنا أتذكرها عندما كانت فتاة صغيرة جميلة جداً |
Bazı şeyleri hatırlıyorum, ama birçok şeyi hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | أشياء كثيرة أتذكرها أشياء كثيرة لا أتذكرها |
O kadar çok şey oldu ki, hepsini hatırlıyorum. | Open Subtitles | أشياء كثيرة حدثت أتذكرها كلها أى منها تفكر فيه ؟ |
Eğer amcığını hatırlayıp hatırlamadığımı soruyorsan tabii ki hatırlıyorum. | Open Subtitles | بالطبع إذا كنت تسألني عن قطتك الصغيرة, بالطبع أتذكرها |
Eğer amcığını hatırlayıp hatırlamadığımı soruyorsan tabii ki hatırlıyorum. | Open Subtitles | بالطبع إذا كنت تسألني عن قطتك الصغيرة, بالطبع أتذكرها |
Doğru. hatırlıyorum. Neredeyse çıplaktı. | Open Subtitles | هذا صحيح ، أنا أتذكرها تكاد لا ترتدي شيئاً |
Bu korkunçtu, ama hizmetçilerimi aldığım bir şirket hatırlıyorum. | Open Subtitles | كان أمرا فظيعا لكن كانت هناك وكالة أتذكرها كنت احضر الخدم المحليين منها |
Ve daha önce başvuru sahibinin annesinden, kızı için berbat bir aday dediği bir dosyayı hiç hatırlamıyorum. | Open Subtitles | وأموراً أخرى لا أتذكرها حيث قالت أمكِ بأنك مرشحة مخيفة |
Hikayenin geri kalan kısmını anlatmayacağım çünkü hatırlamıyorum. | Open Subtitles | ولن أستطيع إخباركم بباقي القصة لأني لا أتذكرها |
Ne zaman bir araya gelsek, aynı şeyi duyuyorum. Ben hatırlamıyorum bile. | Open Subtitles | كل ما كنا معاً أسمع هذا الهراء ولا أتذكرها حتى |
-Barb Wagner aradı. hatırladın mı? -Caddenin başındaki para babaları? | Open Subtitles | أتصلت (بارب واجنر) أتذكرها من الحفلة الخيرية ؟ |
Aslına bakarsanız, onu hatırlamak için yeterince yaşlıyım. | TED | أنا حقيقةَ كبير في العمر بما يكفي حتى أتذكرها. |
Birkaç yıl önceydi, bu hikayeyi hatırladım ve bir konserde anlattım. | TED | لقد كانت هذه القصة منذ عدة سنوات ولكني مازلت أتذكرها وقد قلت هذه القصة في حفل سابق |
hatırlamadığım dönemde dünya tersine mi döndü? | Open Subtitles | ،في الفترة التي لا أتذكرها هل أشرقت الشمس من الغرب؟ |
- Dün geceyi hatırlıyor musun? - Çok iyi. | Open Subtitles | هل تتذكر الليلة السابقة- نعم أتذكرها جيدا... |
Bazen keşke hatırlayabilseydim diyorum. | Open Subtitles | أحياناً أتمنى حقاً لو بإستطاعتي أن أتذكرها |
Birden tekrar aklıma geldi. Acele bir mektup gönderdim. | Open Subtitles | فيما بعد ، أتذكرها فجأة ... وأرسلإليهابرقية،أقول فيها |
Aslında her ayrıntısını Hatırlamam lazım ama ben bile o kadar net hatırlamıyorum. | Open Subtitles | أتعتقد بأنه بإمكانيّ تذكر كل التفاصيل لكن لاأقدر أن أتذكرها بذلك الوضوح |
Annesine o kadar çok benziyor ki hatırladığımdan dahi haberdar olmadığım şeyleri anımsıyorum. | Open Subtitles | إنها تشبه والدتها تماماً وتعود إلي ذكريات.. لم أكن أتذكرها أساساً |
Beni çekiştirip,sarıImaları... ve hatırlayamadığım bir çok şey hakkında konuşmaları... süreç olmuyor... tamamen bir saçmalık oluyor haklısın. ilk başta azlardı yalnız bırakırmısın? | Open Subtitles | يتجاذبوني و يحتضنوني و يبكون و هم يحكون أقاصيص لا أتذكرها فهذا ليس صعب الإستيعاب بل هو الهراء بعينه |
Benim için hatırlayabildiğim kadarıyla süper zeki yabancı olmadığım ilk yerdi. | Open Subtitles | أنا أعرف، بالنسبة لي إنه أول مرة أستطيع أن أتذكرها بحيث أكون في مكان أين لست الوحيد العبقري. |