Geceleri Gizlice dışarı çıksaydım şimdiye kadar birisinin dikkatini çekerdi. | Open Subtitles | لو كنت انا أتسلل كل ليلة لكان أحدهم قد لاحظ |
Ben bizimkilere yalan söyleyemem, tamam mı? evden Gizlice kaçamam. | Open Subtitles | أنا لا أكذب على أهلي أنا لا أتسلل خارج المنزل |
-Babam dışarıda olduğumu bilmiyor bu yüzden bende içeri sessizce girmeliyim. | Open Subtitles | لا يعلم أبي أنني خرجت لذا يجب أن أتسلل للداخل مجدداً |
Ben de evden sıvışıp eski bir bahriyeliyle sprey boya huysuzluğu yapardım. | Open Subtitles | اعتدت أن أتسلل من البيت واشارك جندي سابق في طلاء بيته |
Bu nedenle ben de çok ama çok yavaş bir şekilde üst kata sinsice çıkmaya başladım. | Open Subtitles | بدأت أتسلل على السلالم ببطء شديد |
Soruşturma yapan bir casus gibi, kutluyor gibi yapacağım ama aslında Noel Baba'nın organizasyonuna sızacağım öyle mi? | Open Subtitles | أتعني كجاسوس يحقق ؟ و أجعل الأمر يبدو و كأني أحتفل بينما في الواقع أنا أتسلل بداخل عمليات سانتا ؟ |
- Merak etme. Bir iki dakikalığına numara çeker yine sıvışırım. | Open Subtitles | لا تقلقي، سوف ألهيها لمدة دقيقة أو اثنين وثم أتسلل مرة أخرى |
Ve yıllar içinde, tuvaletlere karşı bir takıntı geliştirdim ve tüm dünyada Gizlice tuvalete girip kameralı telefonumu da yanıma almakla tanındım. | TED | وعبر السنين، أصبح عندي هوس غير صحي مع المراحيض، وقد عُرف أنني أتسلل إلى المراحيض ومعي كاميرا هاتفي في جميع أنحاء العالم. |
10 yıl boyunca her gece onun çantasını karıştırdım bütün özel konuşmalarını Gizlice dinledim, giysilerine dinleme aygıtları yerleştirdim. | Open Subtitles | كل ليله لمدة عشر سنوات,كنت أتسلل الى حقيبته تصنت على كل محادثاته الخاصه وزرعت أجهزة تصنت فى ملابسه |
Hepsi uykuda gibi görünüyor. Belki buradan Gizlice gerekir. | Open Subtitles | يبدو أن جميعهم نائمون ربما يجب أن أتسلل خارجاً |
Artık evine Gizlice girip gümüş kaşıklarını yalamamı istemiyor. | Open Subtitles | وأنه ليس جيد أن أتسلل للمنزله وألعق جميع فضياته |
Beş ya da altı yaşımdayken, üzerimde pijamalarla sessizce kulağım kapıya yapışmış bir şekilde dışarda otururdum. | TED | وبعمر الخامسة أو السادسة كنت أتسلل مرتدياً بيجامتي وأجلس خارج الغرفة وألصق أذني إلى الباب |
Zaman varsa,sessizce bir duş almak istiyorum. | Open Subtitles | لأنه إذا كان هناك وقت ، أريد أن أتسلل لآخذ حماما |
Dolunay çıktığı zaman sessizce kaçıp düşman kampını bulurdum. | Open Subtitles | عندما يكتمل القمر، أتسلل وأعثر على معسكر العدو |
Bazen yalnızca sıvışıp, ...yıldızlara bakar, ve düş kurardım. | Open Subtitles | وأحياناً أتسلل من بيتنا حتى أرى النجوم وأحلم |
Hepsi deneyimli birer ajan olan arkadaşlarımın yanından sıvışıp SVR'ın 50 Milyon Dolar gönderdiği adamı mı bulacağım? | Open Subtitles | و ماذا بعدها ؟ فقط أتسلل من بين زملائي الذين هُم جميعهم جواسيس ، و عُملاء |
Eskisi gibi sinsice dolanmak istemiyorum. | Open Subtitles | انا لن أتسلل بالجوار كما أعتدنا على ذلك |
"Ofise sinsice giriyorum." | Open Subtitles | أنا أتسلل إلى مكتب |
O uyuyunca ben içeri gider, saati kurar ve sabah o uyanmadan çadıra geri dönerdim. | Open Subtitles | عندما يغفو ، أتسلل للداخل وأضبط المنبه للصباح وأدخل هناك قبل أن يستيقظ |
12 yaşında gangster filmi izlemek için evden kaçtığım zamanı hatırlatıyordu. | Open Subtitles | ذكرني الأمر بأيام كنت في 12 من العمر وكنت أتسلل خارج منزل والدي لمشاهدة أحد أفلام العصابات. |
Tamam. Öyleyse hayır gecesine sızacağım, paketle beraber çıkacağım. | Open Subtitles | حسنٌ، إذن أتسلل للحفل الخيريّ وأخرج بالطرد. |
Yerim, içerim, sarılırım ve yakıt ikmali tamamlanınca arka kapıdan sıvışırım. | Open Subtitles | سأحتسي الشراب، أكل، أستعد و أتسلل من الباب الخلفي عندما كُل شيء يكون جاهزاً. |
Gizlice yaklaşmıyordum. Sana yetişmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أتسلل من ورائك بل كنتُ أحاول اللحاق بك. |