İlk 24 saatte vücut çürümeye başlar. Senin yüzünden mezarım bile olmayan bir toprak parçasında çürüyüp gidiyorum. | Open Subtitles | التعفّن يحدث خلال اليوم الأوّل، أتعفّن في قبرٍ غير معنون بسببكِ. |
Söyleyeyim de sonra beni burada çürümeye terk et değil mi? | Open Subtitles | أتحسبينني سأنبئك بذلك لكيّ تتركينني أتعفّن هنا؟ |
Beni dışarıda çürümeye bırakan bazı insanlar var. Bazen onları bulmak istiyorum. | Open Subtitles | هناك من تركني خارجاً حتى أتعفّن أحيانا، كل ما أريده هو العثور عليهم |
Çünkü burada çürümeyi tercih ederim. | Open Subtitles | لأنني أفضل ان أتعفّن هنا |
Bilmemektense hapiste çürümeyi tercih... | Open Subtitles | أفضّلأ أن أتعفّن في السجن وأنا أعرف... |
Eğer delidir dersen, beni burada çürümeye terk edecekler. | Open Subtitles | لو قلتَ أنّي مجنون فسيتركوني هنا أتعفّن |
Beni o delikte çürümeye terk ettin. | Open Subtitles | تركتيني في تلكَ الحفرة كي أتعفّن |
çürümeye terk edilmemeyi. | Open Subtitles | . لن أترك لكي أتعفّن |
Beni bu kafeste çürümeye bırakmayacağını biliyordum. | Open Subtitles | آنسة (سوان)، كنت أعرف أنّكِ ما كنتِ لتتركيني أتعفّن في ذلك القفص |
Ben orada çürüyüp giderken, ona bir hayat sundun. | Open Subtitles | -وهبتِه حياةً بينما كنتُ أتعفّن بعيدًا |