Ayrıca hiç hasta olup işi kaçırmadım, bulaşıcı zatüre olduğumda bile. | Open Subtitles | و لم أتغيب يوماً عن العمل للمرض حتى عندما كنت مصاباً بالالتهاب الرئوي |
Ayrıca hiç hasta olup işi kaçırmadım, bulaşıcı zatüre olduğumda bile. | Open Subtitles | و لم أتغيب يوماً عن العمل للمرض حتى عندما كنت مصاباً بالالتهاب الرئوي |
İkinci evreye geçinceye kadar gelirim. Bunu asla kaçırmam. İkinci evre ne? | Open Subtitles | أنا سأعود للمرحلة الثانية أنا لن أتغيب عن ذلك |
Varsayımıma göre, bu öğleden sonra da ayıktın ve şimdi ise endişeli destekleyenler yüzünden maskeli baloyu kaçırıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه بالرغم من انكِ كُنتِ مُتزنة طوال فترة الظهيرة، أتغيب عن الحفل للرد علي تلك المكالمات، من داعمين قلقين. |
Her neyse, bunu gözden kaçıramazdım. | Open Subtitles | على أية حال, لا أريد أن أتغيب عنه |
Yapabileceğin bir şey yoktu. 11 senedir hiçbir vuruş sırasını kaçırmadıktan sonra aniden saçma bir arzuya kapıldım ve Yankee maçına gitmedim. | Open Subtitles | من 11 سنة و انا لم أتغيب عن أي جولة و فجأة أنا لم أذهب الى لعبة اليانكيين |
Mesele o değil. Sadece daha önce hiç okulu asmamıştım. | Open Subtitles | الأمر ليس هكذا, ولكني لم أتغيب عن المدرسة من قبل |
İlk tedavimi kaçırmamı istemezsin, değil mi ? | Open Subtitles | حسناً ، أنت لا تريدنى أن أتغيب عن معالجتى الأولى ، أليس كذلك ؟ |
- Partiyi kaçırmadım, değil mi? | Open Subtitles | أنا لم أتغيب عن هذه الحفلة,صحيح؟ أوه,ليست هناك حفلة |
Bir gün bile işi kaçırmadım, yapımda sorun çıkarmadım. | Open Subtitles | لم أتغيب يوماً عن العمل لم أتسبب إطلاقاً في مشكل |
- Hiç kaçırmadım ki. - Neden bahsettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنا لم أتغيب عن أي حصة - أنتي تعرفين عن ماذا أتحدث - |
Oysaki ben hiçbir maçını kaçırmadım. | Open Subtitles | بينما أنا لم أتغيب على واحده |
O diziyi hiç kaçırmam! Bu harika. | Open Subtitles | أنا لا أتغيب عن ذلك العرض أنه رهيبٌ جداً |
Ama bu akşam, buluşmayı dünyada kaçırmam. | Open Subtitles | ولكنني لن أتغيب عن الحفل اليوم |
Bir şey mi kaçırıyorum? | Open Subtitles | هل أتغيب عن شيء؟ |
Sabah namazlarımı kaçırıyorum. | Open Subtitles | أنأ أتغيب عن صلواتي الصباحية |
Frankfurt'tan doğruca buraya uçtum. Bunu kaçıramazdım. | Open Subtitles | حسنا , طرت مباشرة من (فرانكفورت) لا أستطيع أن أتغيب عن هذا. |
- Bunu kaçıramazdım. | Open Subtitles | -لن أتغيب عنه |
Yapabileceğin bir şey yoktu. 11 senedir hiçbir vuruş sırasını kaçırmadıktan sonra aniden saçma bir arzuya kapıldım ve Yankee maçına gitmedim. | Open Subtitles | من 11 سنة و انا لم أتغيب عن أي جولة و فجأة أنا لم أذهب الى لعبة اليانكيين |
Evden kaçıyor, okulu asıyor ve eve sarhoş geliyordum. | TED | كنت أهرب بعيداً، أتغيب عن المدرسة كنت في حالة سكر |
Biliyor musun, sen piyesini kaçırmamı sağlayana kadar oğlum benimle Yahtzee oynardı. | Open Subtitles | تعرف، أن ابني كان يحب أن يلعب " ياتزي "معي، إلى أن جعلتني أتغيب عن مسرحيته. |