O son asansörden sonra bir hafta midem bulanmıştı. | Open Subtitles | ذلك المصعد الأخير جعلني أتقيئ لمدّة إسبوع |
"Anneciğin sarhoş arabası" derlerdi ona çünkü her zaman midem bulanır ve tökezlerim inince. | Open Subtitles | لقد كانوا يسمونها "عربات مموشكا السكرانه" لأني كنت دائماً عندما أخرج منها أتقيئ وأتعثر |
Ha, evet. Kesinlikle midem bulanabilir. | Open Subtitles | . نعم , ربما أتقيئ |
- Sakin ol. Seni görünce folyoya kusup yiyesim geliyor. | Open Subtitles | أهدء، أنكَ تجعلني أتقيئ ما أكلته |
Alüminyum folyoya kusup onu yememi mi istiyorsun? | Open Subtitles | أهدء، أنكَ تجعلني أتقيئ ما أكلته |
Wheelerları hiç sevmemiş olsam da ve lütfen midem kalkmadan "Wheelerlar" dememe dikkat et bir şekilde iyi olanını bulmuşsun. | Open Subtitles | فى أثناء عدم حبي لآل (ويلار)... و لاحظى أننى قلت "آل (ويلار)" بدون أن أتقيئ بطريقة ما، أخترتِ انت الشخص الجيد بينهم |