Öğrencilerimden istediğim bir öğretmen olarak kendimden beklediğim ve şu an sizden talep ettiğim dürüst, cesur ve içten bir anlaşma. | TED | هذا النوع من المشاركة الصادقة، والشجاعة، والمخلصة هو ما أطلبه من طلابي، وما أتوقّعه من نفسي كمعلّمة، وما أطلبه منكم الآن. |
Sadece seni bir süre görmüyorum ve beklediğim gibi değil. | Open Subtitles | رأيتك في لحظة.. و.. ليس هذا ما كنتُ أتوقّعه. |
Olay Yeri'nden yaka kartıyla ilgili beklediğim bir haber çıkmadı. | Open Subtitles | أهلاً ، لا توجد أيّ أخبار من وحدة مسرح الجريمة بشأن الشارة ، ليس ما كنتُ أتوقّعه |
İyi bir saldırıydı. Hiç beklemiyordum. | Open Subtitles | هجوم جيّد، حتّى أنّي لم أتوقّعه. |
Bunu beklemiyordum. | Open Subtitles | هذا ما لم أكن أتوقّعه |
Ama ummadığım yönetim tarzınla biraz sorunum var. | Open Subtitles | حسنا، هناك مشكلة بأسلوب إدارتك والذي لم أتوقّعه |
beklediğim bu değildi. | Open Subtitles | حسناً، ليس هذا ما كنتُ أتوقّعه |
Sizden beklediğim yapmanızı söylediğim şeyleri yapmanız. | Open Subtitles | ما أتوقّعه منكم أن تفعلوا ما قلته لكم |
Werner, bunda yanılıyorsun işte. Senden beklediğim tamı tamına bu. | Open Subtitles | حسناً (وارنر)، أنت مخطئ، فهذا بالضّبط ما أتوقّعه |
Werner, işte burada yanılıyorsun çünkü beklediğim tam olarak bu. | Open Subtitles | حسناً (وارنر)، أنت مخطئ، فهذا بالضّبط ما أتوقّعه |
Öte yandan tam da beklediğim gibi. | Open Subtitles | بل بالضبط ما كنت أتوقّعه. |
beklediğim şey bu değildi. | Open Subtitles | -هذا ليس ما كنتُ أتوقّعه . |
Bunu beklemiyordum. | Open Subtitles | هذا ما لم أكن أتوقّعه |
Sonra, hiç ummadığım bir şey oldu. | Open Subtitles | بعدها، حدث ما لم أتوقّعه. |