| Taşaklardan bahsedince, bence biraz daha... ağırlık eklemeliyim. | Open Subtitles | التحدث عن كيس الصفن, اظن أنني أستطيع, هل تعلم, لقد أضفت أثقال أخري. |
| - Hayır,ağırlık... taşaklarımda değil,kalbimde. | Open Subtitles | أنها ليست همومي التي حمّلت أثقال بها أنه قلبي. |
| Aslında isimlerin ruhun üzerine ağırlık yapan şeyler olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | كلا, حقيقةً إنه يؤمن أن الأسماء مجرد أثقال تشكل عبئاً على الروح |
| Günde 5 saatten fazla çalışmak istemiyorum, ağır kaldırmam. | Open Subtitles | بشرط أن أعمل 5 ساعات يومياً بدون حمل أثقال أو عمل كتابي خفيف |
| Bir zamanlar benc press'te 135 kilo basabiliyordum. | Open Subtitles | فيما سبق كنتُ أرفع أثقال ما يفوق 300 رطل |
| Mağazama ait bir el halteri. | Open Subtitles | إنها أثقال من متجري |
| İki ucunda metal ağırlıklar olan kurşun bir teneke kutu ya da belki sadece bir kapak. | Open Subtitles | أثقال معدنية، علبة رصاص أو ربما غطاء حتى |
| Bir keresinde bir koç beni ağırlık kaldırma programına sokmak istemişti,... | Open Subtitles | يوماً، أراد مدرب أن يخضعني لبرنامج رفع أثقال |
| Tabi 150 kg falan ağırlık kaldırıp diğer adamları idam için öldürmediyse. | Open Subtitles | إلا إذا ما كانت تستطيع رفع أثقال زنة 350 كجم وكانت الضحايا السابقة مجرد تحمية |
| Ailem beni amcamların yanına postalamadan önce babam, Noel hediyesi olarak bana bir ağırlık seti almıştı. | Open Subtitles | أوَتعلمين، قبلما يُرسلني والديّ للعيش مع عمّي، اشترى لي أبي مجموعة أثقال كهديّة عيد الميلاد. |
| Tıpkı bu saat gibi. Bir seferinde de çok zayıf olduğum için ağırlık seti almıştı. | Open Subtitles | مثل هذه الساعة أو عندما اشتري لي أثقال لأني كنت رفيع جداً |
| Kişiliklerden biri Rus bir halterci ve kendi vücut kilosunun üç katı kadar ağırlık kaldırabiliyor. | Open Subtitles | شخصية واحدة تكون رافع أثقال روسي، الذي يمكنه أن يرفع ثلاثة أضعاف وزن جسده. |
| Taşaklarına ağırlık bağlamış gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | يبدو كأنك تحمل أثقال علي كتفك. |
| ağırlık istemiyorum. Daha şimdi esneme çalıştım. | Open Subtitles | لا أثقال مارست للتو الكثير من التمدد |
| Kızların spor salonunda hiç ağırlık yok. | Open Subtitles | قاعة الفتيات لا يوجد بها أثقال |
| - Ama bu şahsi bir mesele. ağırlık... çalışan biri? | Open Subtitles | هذا أمر شخصي , شخص رافع أثقال ؟ |
| İlkler ilk önce... ağırlık antrenmanı. | Open Subtitles | الأول فالأول، أثقال الظهر |
| Burası ağırlık salonu. | Open Subtitles | إنها غرفة أثقال. |
| Omurlar arası yakınlık sürekli ağır kaldırdığını gösteriyor. | Open Subtitles | تضيق الفراغات بين الفقرات يشير إلى حمل أثقال متواصل |
| Bir zamanlar benç press'te 135 kilo basabiliyordum. | Open Subtitles | فيما سبق كنتُ أرفع أثقال ما يفوق 300 رطل |
| El halteri mi? | Open Subtitles | أثقال ؟ |
| Kurbanı batırmak için deniz yatağına ağırlıklar bağlamış. | Open Subtitles | ربط أثقال لتغرق الضحية لقاع البحر |