Yeni fikirler bul, Öğle yemeğinde onları gözden geçiririz, tamam mı? | Open Subtitles | إذهب واعمل على أفكار جديدة وسنلتقي أثناء الغداء حسنا؟ |
Öğle yemeğinde, bir kutu çikolata, ...bir düzine karanfil ve biraz banyo tuzu al. | Open Subtitles | أثناء الغداء, خذي صندوق من الشوكولا وباقة ورد ورديّة , وحبوب فقاعات لحوض الإستحمام |
Artık bana: "Öğle yemeğinde içen ama abartmadan içelim ne de olsa hâlâ mesaideyiz." diyen adam diyebilirsiniz. | Open Subtitles | والأن تستطيعون تسميتي السيد الذي يشرب أثناء الغداء لكن من غير زيادة مازال أمامنا عمل اليوم |
Umarım Yemek sırasında da böyle davranmazsın. | Open Subtitles | . أتمنى أن لا تفضل هذا أثناء الغداء هذا ؟ |
Yemek sırasında adamlarıma arabanı arattım. | Open Subtitles | كان لدي رجالي يبحثون في سيارتكِ أثناء الغداء. |
Yemekte oldukça neşeliydik, ve sıradan şeylerden konuştuk. | Open Subtitles | اتسمنا بالمرح الشديد أثناء الغداء وتحدثنا عن أمور عادية تماماً |
Çocuklar, Yemekte sizi rahatsız etmekten nefret ediyorum ama bir konuda bana yardım edip edemeyeceğinizi merak ediyordum? | Open Subtitles | مرحباً يا رفاق ... أكره أن أقاطعكم أثناء الغداء لكن، هلا ساعدتموني في شيء ما؟ |
Öğle yemeği boyunca halim iyiydi ve gençlere, bölge tıbbi memurluğu günlerimi anlattım. | Open Subtitles | أثناء الغداء كنت بحالة نفسية جيدة وأخبرت الشباب عن سنواتي كضابط بالمنطقة الطبية |
Çok tatlı. Beyzbolu seviyor, Öğlen yemeğinde iki tane bira içti. | Open Subtitles | إنها لطيفة، تحب كرة المضرب وقد احتست زجاجتي شراب في أثناء الغداء |
Ama bugün Öğle yemeğinde bana bundan bahsetmedi. | Open Subtitles | لم تذكُر ذلك أثناء الغداء,اليوم. |
Galiba benim senaryom yüzünden. Öğle yemeğinde okuduğunu gördüm ... | Open Subtitles | أجل, أعتقد أن هذا السيناريو الخاص بي ..رأيته يقرأه أثناء الغداء و |
Çünkü aynı okula gidiyoruz, ve Öğle yemeğinde masana gelip sana birşey sormam gerekebilir! | Open Subtitles | لأننا ذاهبون لنفس المدرسه و ربما سأحتاج أن آتي لطاولتك أثناء الغداء و أسألك عن شيء |
Birkaç çocuk Öğle yemeğinde benimle ilgili şu şeyi başlattılar. | Open Subtitles | بعض الأطفال بدأوا يحكون عني هذا الشئ أثناء الغداء |
Belki de bunun dün Öğle yemeğinde olanlarla bir ilgisi vardır. | Open Subtitles | ربما لهذا علاقة بما حصل البارحة أثناء الغداء |
Öğle yemeğinde içmeyin tamam mı? | Open Subtitles | ثمة الكثير من الطعام هنا. لا تشربوا أثناء الغداء. |
Ayrıca, bence Yemek sırasında aldığı haplar vitamin hapı değildi. | Open Subtitles | و أيضاً ، أصدق أن تلك الحبوب التي تأخذها أثناء الغداء ، ليسوا فيتامينات |
Yemek sırasında dava hakkında çok fazla konuştunuz mu? | Open Subtitles | هل تحدّثتم كثيرًا عن القضية أثناء الغداء ؟ |
Dylan Sanborn, Yemekte bana... | Open Subtitles | ديلان سانبورن قال لي أثناء الغداء أني ... . ديلان سانبورن؟ |
Yemekte benim şarkı söylemem gerekiyordu. | Open Subtitles | كنت من المفترض أن أغني أثناء الغداء |