Annem her zaman, yemek yerken ciddi konular konuşmak iyi değildir derdi. | Open Subtitles | أمي تقول دائمًا: الحديث في أمور جادة أثناء تناول الطعام ليس جيدًا |
Bir tek yemek yerken zor oluyor. Sol elimi iyi kullanamıyorum. | Open Subtitles | مشكلتي أثناء تناول الطعام لا أستخدم يدي اليسرى بشكل جيد |
Uyurken, televizyon seyrederken ve istediğiniz her şeyi yerken kilo verebilirsiniz. | Open Subtitles | وقالوا بأننا يمكن تناولها أثناء مشاهدة التليفزيون أو أثناء تناول أي شيء آخر |
Kahve içip, kurabiye yerken anlatırız. | Open Subtitles | يمكننا أن نخبره أثناء تناول القهوة و المعجنات |
Tamam, o zaman yukarı çıkıp bir kahve içip konuşalım. | Open Subtitles | حسناً لنصعد إلى أعلى ونتحدث أثناء تناول القهوة |
Elmalı martini içerken kürtajdan söz edebileceğimizi düşündüm. | Open Subtitles | ظننتنا نستطيع مناقشة الإجهاض أثناء تناول شراب آبلتيني |
Hayatım, biz yemek yerken TV izlemeyiz. | Open Subtitles | نحن لانشاهد التلفاز أثناء تناول العشاء يا عزيزتي |
Düşündüm de madem konuşacağız sevdiğin yerden Çin yemeği yerken konuşalım dedim. | Open Subtitles | فكّرتُ: إن كنَا سنتحدّث فلمَ لا نتحدّث أثناء تناول الطعام الصينيّ من مطعمكِ المفضّل؟ |
Yemek yerken sigara içmek kötü bir alışkanlıktır. | Open Subtitles | التدخين أثناء تناول الطعام هو عادة سيئة. |
Onlara yiyecek bir şeyler verdim çünkü hizmetkarlar yemek yerken onlar yukarıda olacak. | Open Subtitles | أعطيتهم شيئا للأكل، لأنهم كانوا سيعزفون أثناء تناول الخدم للعشاء. |
Yemek yerken sana bunu seve seve anlatırım. | Open Subtitles | وسأكون سعيداً لإخباركِ أيّ الأمرين أثناء تناول العشاء. |
Yemek yerken iş hakkında konuşmayalım. | Open Subtitles | دعونا لا نتحدث عن العمل أثناء تناول العشاء فى الخارج |
Yapma böyle, yemek yerken oynama diye milyon kere uyardım. | Open Subtitles | توقف نهيتك آلاف المرات عن اللعب أثناء تناول الطعام |
Ve Doktor Chakravany, biz yemek yerken konuşmayız. | Open Subtitles | ونحن لا نتحدث أثناء تناول الطعام - يا دكتورة تشكرافاتي |
Yemeğinizi yerken beni dinleyin. | Open Subtitles | استمعوا إليّ أثناء تناول الطعام. |
Babamın önünde her zaman ya sığır parçası ya da kuzu kolu ya da budu olurdu Yemek yerken hiç konuşulmazdı. | Open Subtitles | " ودائماً ما كان يوجد شرائح لحم البقر " " أو كتف أو فخذ من لحم الضان أمام والدي " " لم يكن هناك أي حديث أثناء تناول الطعام " |
Onun bizi yemek yerken seyrettiğini düşünmeyi seviyoruz. | Open Subtitles | تحرسنا أثناء تناول الطعام |
Yemek yerken ağlama. | Open Subtitles | لا تبكي أثناء تناول الطعام |
Nan, yemek yerken telefonla konuşma. | Open Subtitles | (نان)، لاتتحدثي على الهاتف أثناء تناول الطعام |
Ama kahve içerken bir arkadaşa hikaye anlatmamın sakıncası olmaz. | Open Subtitles | ولكن لا يوجد شيء يمنعني من قولها لصديقة قول قصة أثناء تناول القهوة |