Bana Bu sırada verildiler. Daha sonra garip yerlerde uyandım. | Open Subtitles | أثناء ذلك حصلت على الإحدائيات وبعد فترة كنت أستيقظ في أماكن غريبة |
Bu sırada bununla tenekelere ateş etmiş, arkadaşlarına hava atmıştır. | Open Subtitles | يستخدمه أثناء ذلك في التصويب على الصفائح وإرهاب أصدقائه |
Bu sırada Umutsuzluk Günü, Umutsuzluk Gecesi'ne dönüştü. | Open Subtitles | أثناء ذلك ، نهار اليأس تحوّل إلى ليل اليأس |
Eski kocanızın O sırada çocuklarıyla planlanmış bir görüşmesi var mıydı? | Open Subtitles | هل كان لطليقك زيارة مجدولة مع طفليه أثناء ذلك الوقت؟ |
Fakat bu süreçte, bombanın nükleer çekirdeği tehlike yarattı ve radyoaktif madde serbest kaldı. | Open Subtitles | على حدود المدينة لكن أثناء ذلك, تم كشف اللب النووى للقنبلة وتم إطلاق مواد مشعة |
bu arada öz saygınız ve güveniniz bayağı artabilir. | TED | في أثناء ذلك يمكن لتقديرك الذاتي و لثقتك بنفسك أن يحصلا على دفعة كبيرة. |
Bu süre boyunca yaklaşık 8.000 erkek, kadın ve çocuğun kol ve bacakları kesilmiştir. | TED | وحوالي 8000 رجل وامرأة وطفل تم بتر أذرعتهم وأرجلهم أثناء ذلك الوقت. |
Arkadaşına ihanet edeceksen Bunu yaparken gözlerinin içine bak. | Open Subtitles | إن كنت ستخون صديقك، فانظر إلى عينيه أثناء ذلك. |
Bu sırada yeni kütüphanemizi görmek ister misiniz? | Open Subtitles | في أثناء ذلك ما رأيك في جولة حول المكتبة الجديدة؟ |
Radyoaktivite terimini de Bu sırada buldular. | TED | كما صاغا مصطلح "النشاط الإشعاعي" أثناء ذلك. |
Bu sırada kiminle konuşmam gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | في أثناء ذلك... أَعْرفُ رجل اريد اتكَلم معه. |
Bu sırada, Robin Taktik Kitabı'nı bulmaktan vazgeçmek üzereydi. | Open Subtitles | أثناء ذلك الوقت ، "روبين" كانت على وشك الإستسلام |
Bu sırada yandaki metro vagonunda... | Open Subtitles | أثناء ذلك في عربة قطار ما |
Bu sırada kadın bütün Forthaven'da kan kaybederek kaybolur ve kesinlikle seninle alakası yok. | Open Subtitles | و أثناء ذلك, إختفت الفتاة, و غطت دماؤها كل أنحاء (فورت هايفن) و كأنه ليس لك علاقة بذلك تماماً |
O sırada biri düğmeye bastı ve alarm çalmaya başladı. | Open Subtitles | و أثناء ذلك قام أحطهم بظغط على الزر و إنطلق الإنذار |
Garza'yı öldürdüğünü söylüyorlar, O sırada yaralanmış. | Open Subtitles | إنهم يقولون أنه قتل "جارزا", و نال رصاصة أثناء ذلك. |
bu süreçte bir kaç ormancıyı öldürürsek, kimin umurunda değil mi? | Open Subtitles | ومن يكترث إن قتلنا بعضاً من حمّالين الخشب أثناء ذلك ، صحيح؟ |
bu süreçte de, Lord Hertford, sizi, onun yerine atıyorum. | Open Subtitles | أثناء ذلك سوف أعينك أيها اللورد هرتفورد, لتحل محله |
bu arada, Orokana endişeyle Fugōri'nin dönüşünü bekliyordu, uçağı tamamen yakıtla dolu ve gitmeye hazır. | TED | في أثناء ذلك تنتظر اوروكانا عودة فوجوري في ترقب، طائرتها مملوءة بالوقود ومستعدة للإقلاع. |
bu arada, mütevazı konukseverliğimden faydalanabilirsiniz. | Open Subtitles | أثناء ذلك , كونوا ضيوفى فى هذا المكان المتواضع |
Peki Bu süre içerisinde bir kadına yakınlık gösterdin mi? | Open Subtitles | وهل كان لك علاقة بامرأة أثناء ذلك الوقت؟ |
Lânet hindinizi kendiniz pişirin, lânet hediyelerinizi kendiniz alın ve Bunu yaparken, atlı kızağınızı cehenneme sürün. | Open Subtitles | لذا قوموا بطبخ الديك الرومي اللعين ولفوا هداياكم اللعينة وفي أثناء ذلك يمكنكم جميعاً أن تركبوا حصاناً يذهب بكم إلى الجحيم! |
Ve Frankfurttan Cologne'ye tren ile nasıl gittiğimi, bu esnada ne sıklıkla arama yaptığımı görebilirsiniz. | TED | وبإمكانكم أيضاً رؤية كيفية انتقالي من فرانكفورت بالقطار إلى كولون ، وكم مرةٍ أقوم بإجراء اتصال أثناء ذلك. |