İmparatorumuz Celaleddin Muhammed de ataları gibi gerçek bir gazidir. | Open Subtitles | ومثل بقية أجداده إن ملكنا جلال الدين استحق لقب الغازي |
ataları tarafından geliştirilen sistemi kullanarak, suyun her çiftliğe ulaşmasını sağlıyor. | Open Subtitles | إنه يتحكم في سريان الماء لكل مزرعة مستخدما نظاما اخترعه أجداده |
atalarının 2000 yıl önce kazmış olduğu su yollarını temizliyor. | Open Subtitles | ليطهر مجرى الماء الذي حفره أجداده قبل أكثر من ألفي عام |
Benim çiftliğim, seninkisi, hepsi büyükbabasına aitmiş. | Open Subtitles | مزرعتى، ومزرعتك كلها كانت ملك أجداده |
Ona, neden dedesinin parasını alamadığını açıklasana. | Open Subtitles | إشرح له لماذا لا يمكنه الحصول على مال أجداده |
Evet ama kimse bunu anneannesinden, dedesinden duymak istemez. | Open Subtitles | أجل، لا أحد يرغب في سماع هذا بخصوص أجداده |
Atalarından biri, sarhoş bir kızılderiliden Manhattan'ı, 24 gümüş dolar ve bir şişe kaçak içki karşılığında satın almış. | Open Subtitles | أحد أجداده اشترى مانهاتن من هندي سكير مقابل 24 دولار فضي و قنينة مشروب كحولي |
Bir çok konuda yanıldı, ama kararlarını, ataları gibi verirdi. | Open Subtitles | لقدكانمخطئاًفيأموراًكثيره ... لكنه جعل قراراته متفقه ... مع منهج أجداده. |
Ama bu kez savaşacak. Ondan önce gelen ataları gibi. | Open Subtitles | لكن هذا المره, عليه أن يقاتل مثل أجداده ما فعلوا من قبله |
ataları gibi, o da kafasında karmaşık bir rüzgar haritası taşıyor | Open Subtitles | مثل أجداده, يحمل في عقله خريطة معقدة للرياح |
Beş nesildir o ve ataları sırtlanları besliyorlar hem de elleriyle. | Open Subtitles | هو و أجداده إلى 5 أجيال كانوا يطعمون الضباع بأيديهم |
ataları III. George döneminden beri burada kiracılardı. | Open Subtitles | أجداده كانوا مستاجرين منذ عهد الملك "جورج الثالث". |
İnsanları, atalarının günahları yüzünden onu yargılamamaları için teşvik ettim. | Open Subtitles | أنا حثتت الناس على عدم الحكم عليه من خلال خطايا أجداده |
Bu portrede atalarının isimlerini bilen bir maymundan daha iyi değilim ben. | Open Subtitles | -في هذه اللوحة أنا لست أفضل من قرد يعلم أسماء أجداده |
Benim çiftliğim, seninkisi, hepsi büyükbabasına aitmiş. | Open Subtitles | مزرعتى، ومزرعتك كلها كانت ملك أجداده |
Andrew biraz önce bana, büyükbabasına taşınacağını söyledi. | Open Subtitles | ) أندرو) أخبرني للتو أنه ينتقل للعيش مع أجداده) |
Peki ya dedesinin Kızılderililerce pusuya düşürülüp öldürüldüğünü? | Open Subtitles | و أن أجداده قتلوا عن طريق الهنود ؟ |
Herkes bunu anneannesinden, dedesinden duymaktan çok hoşlanır. | Open Subtitles | أي أحد سيحب سماع ذلك من أجداده. |
Atalarından kalan arazilerini size devretmiyordu, siz de değersiz ziynet ve likörlerle ona rüşvet verdiniz ve sonra da kafasına bir silah dayadınız. | Open Subtitles | لم يوقع على أراضي أجداده لقد رشوته بالحلي والخمور ثم وضعت المسدس في وجهه |
Bana dedesini ziyaret etmek için şehir dışında olduğunu, yarın döneceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن الطفل خارج الولاية يزور أجداده و سيعود في الغد |
Yakalanmadan önce, büyükanne ve büyükbabasını, annesini ve Santa Cruz California Üniversitesi'nden 5 okul arkadaşını öldürmüştü. | TED | وقبل أن يتم القبض عليه ، قتل أجداده ووالدته وخمسة من زملائه في جامعة كاليفورنيا بسانتا كروز. |