Beyninin bir kısmı hareketli görünürken, diğer kısmı bastırılmış ve etkisiz. | Open Subtitles | أجزاء من مخها تبدو نشطة جدا وأجزاء أخرى تبدو هامدة أو مكبوتة |
Bir insan bana istediğim şeyi vermediği zaman vücut parçalarını sökerim. | Open Subtitles | عندما لا يعطيني أحد، ما أريده فأنا أزيل أجزاء من جسمهم |
Benim sürecim, ortak hafızamızın bir parçası olarak gördüğüm ikonik mekânları fotoğraflayarak başlıyor. | TED | بدأت طريقتي بتصوير مواقع ذات دلالة تذكارية، أماكن هي أجزاء من ما أسميه ذاكرتنا الجماعية. |
Bacak ve kollardan büyük parçalar koparılmış, sırtlarda ve karında derin yaralar. | Open Subtitles | تم انتزاع أجزاء من الأذرع والسيقان وتوجد جروح عميقة في الظهر والبطن |
Bilimadamlarımız çok önceden, Eskiler'in bilgi kütüphanesinin bir kısmını inceleyebilmişler ve çok şey öğrenmişlerdi. | Open Subtitles | علماؤنا منذ فترة طويلة أستخرجوا أجزاء من المكتبة القديمة من المعرفة وإستفادوا كثيراً منها لقد درسنا هذا لطالما أتذكره |
Petrol endüstrisi eskiden olduğundan daha temizdi, ama körfezin bazı bölümleri hala kirli geçmişteki efsanevi büyük sızıntılar yüzünden. | Open Subtitles | الصناعة النفطية أكثر ،نظافةً ممّا كانت عليه لكن أجزاء من الخليج بقيَت ملوثة بسبب بقايا التسربات الكبيرة في الماضي |
...içinde bulunduğu durumdan daha iyi bir dizinin parçaları olabilir. | Open Subtitles | التي تذكر أننا جميعنا أجزاء من نظامٍ ما أكثر عَظَمة. |
Sadece milyonda 10 kadar bir bölümü 2.7 derece. | TED | هي 2.7 درجة من أصل 10 أجزاء من المليون. |
parça parça, birleştiremiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تجميعها , إنها مجرّد أجزاء من الماضي |
Çok gergindi çünkü işin bazı kısımları ona pek uymuyordu. | Open Subtitles | وكان متوترا بسبب أجزاء من العمل لم أتفق معه حقا، |
Asiler ana şehir merkezlerini ele geçirdi, başkentin bir kısmı da buna dahil. | Open Subtitles | الثوار إحتلوا مراكز التحكم في مدن راند الرئيسية بالإضافة إلى أجزاء من العاصمة نفسها |
Ben Pakistan'dan geldim ama o ülkenin büyük bir kısmı burası gibi gelişmiş bir toplumla uyum sağlayamaz. | Open Subtitles | أجزاء من باكستان لا تتواءم مع المجتمع الدنماركي المتحضر |
Ve kuyruklu yıldız çarptığında, basınç karbon toplarını üretti ve o kuyruklu yıldız parçalarını yakalar. | TED | وعند ارتطام المذنب ينتج الضغط كرات البوكي وتطبق على أجزاء من المذنب. |
Ona vücudunun parçalarını kaybetti diye para ödemeyeceğiz. | Open Subtitles | نحن لن ندفع لهذا الأحمق ليفجر أجزاء من جسمه أذهب و فجر نفسك أيها الأحمق |
İçerikleri hazırlamanın, yemekleri hazırlamanın ve yemenin insan doğasının parçası olduğunu umuyorum. | TED | أتوقع أن إنتاج المكونات وتحضير الاطباق وأكل الوجبات كلها أجزاء من التواصل لمصالح البشر. |
Sokak yarışçıları numaraları dosyalar ve başka araçlardan parçalar kullanır. | Open Subtitles | متسابقي الشوارع يطمسون الأرقام و يستخدمون أجزاء من مختلف السيارات |
Yani hayatının bir kısmını unutarak uyanmanın güzel olacağını söylüyorsun. | Open Subtitles | إذن، أتقول إنك ستكون بخير عندما تستيقظ في الصباح ونسيت أجزاء من حياتك؟ |
Kişiliğimin bazı bölümleri, başkanlığa pek uygun değildi. | Open Subtitles | أجزاء من شخصيتى لم تكن ما يمكنك أن تسميه رئاسية |
Okullar daha sonra bu bürokratik yönetim makinesinin parçaları olacak insanları üretecekti. | TED | المدرسة تنتج بشراً ليكونوا أجزاء من الآلة البيروقراطية الإدارية. |
Sarktıkça sarkıyordu. Ve sonra yüzüne baktım ve yüzünün bir bölümü yerinde yoktu. | Open Subtitles | وبعد ذلك نظرت إلى وجهه لقد فقد أجزاء من وجهه |
Pusuyu sadece parça parça hatırlıyorum ve bu, o hatırladıklarımdan biri değil. | Open Subtitles | أنا فقط أتذكر أجزاء من الكمين وهذا ليس واحدا منهم |
Ancak beynin bazı kısımları, mesela görme merkezi tamamen ayrılmamış. | Open Subtitles | مع هذا هناك أجزاء من الدماغ مثل المركز البصري, الذي لم ينفصل بالكامل. |
Afrika, Asya ve hatta Amerika'nın bazı kısımlarında durum o kadar kötü ki yardım kuruluşları tsunamide yaptıkları gibi birleşerek tek çatı altında hareket ediyorlar. | TED | ذلك هو الوضع اليائس في أجزاء من أفريقيا، قارة آسيا، حتي أمريكا ان جماعات الاغاثة ، تماما كما فعلوا بالنسبة للتسونامي يجتمعون في وحدة، ويتصرفون كوحدة. |
Origaminin en etkili araçları varlıkların belli kısımlarını nasıl yaparız sorusuyla bağlantılı. | TED | أقوى الأدوات في الأوريغامي تترتبط بكيفية الحصول على أجزاء من هذه المخلوقات |
İnanıyorum ki besinlerin gücünün evimizde bizi yaşamın en iyi parçalarına bağlayan önemli bir yeri var. | TED | أعتقد إعتقاداً راسخاً أن لقوة الغذاء مكان بدائي في منازلنا التي تربطنا بأفضل أجزاء من الحياة. |