Sürüngenler ve amfibiler, harekete geçmeden önce vücut ısılarını yükseltmek zorundadırlar. | Open Subtitles | على البرمائيات والزواحف أن تدفيء أجسادها قبل أن تصبح نشطة , وحتى ذلك الوقت |
Yılın bu zamanında, hayatta kalma stratejileri ormanın kalbindeki nadiren donan yerlere gidip vücut ısılarını korumak için sürekli hareketli kalmaları. | Open Subtitles | خطتهم للبقاء في هذا الوقت من السنة هي التحرك لعمق الغابة الكثيف حيث نادرا ما يتجمد والبقاء نشيطه هناك للحفاظ على درجة حرارة أجسادها |
Karıncaların uzun bacakları vücutlarını yüzeyden on derece serin olan yüksekliğe kaldırıyor. | Open Subtitles | أرجل النمل الطويلة ترفع أجسادها عن الأرض فهي أبرد بعشر درجات مئوية |
Ateş böcekleri büyüdükçe vücutlarını baştan aşağı değiştirirler. | TED | اليراعات تعيد إبتكار أجسادها تمامًا أثناء نموها. |
İnsanlar mumyalardan aldıkları parçaları öğütüp iyileşmek için vücutlarının üzerine sürüyorlarmış. | Open Subtitles | الناس أعتادت طحن أجزاء الموميات وتضعهم على أجسادها ليشفوا عندما يمرضوا |
Memeliler bu yaşamsal sıvıları vücutlarının içine aldılar ve besinleri plasentayla sağladılar. | Open Subtitles | الثدييات قد أخذت هذه السوائل الداعمة للحياة في داخل أجسادها و قدمت الغذاء من خلال المشيمة |
Bütün cesur ruhların bedenleri bana nasıl doktor olacağımı öğretti. | Open Subtitles | كل تلك النفوس الشجاعة التي علّمتني أجسادها كيف أكون طبيبة. |
Onu aldığın yere koy vücutlarıyla sırlarını gömmeleri için. | Open Subtitles | يجب أن تضعي هذا في تابوتها ادفني أسرارها مع أجسادها |
İklim değişikliği oldukça hızlı gerçekleşiyor her ne kadar bu ayılar uzun süre yemek yemeden durmaya vücut rezervlerinden idare edip aç kalmaya dayanabilseler de görünen o ki, bu ayıları, psikolojik sınırlarını zorlamaya itiyoruz ve vücut rezervlerinin sınırını zorladıklarında açıkçası, hayatta kalma konusunda yansımaları olacaktır. | Open Subtitles | التغيّر المناخيّ يحدث سريعًا فحتى لو تمكّنت هذه الدببة من الصيام و استغلال مخزون أجسادها لفترات طويلة بلا غذاء ما يحدث الآن هو أننا ندفع هذه الدببة لأقصى حدود قدراتها الجسديّة |
Küçük hayvanlar hafiftir, böylece vücutlarını taşımak için daha az kas gücü harcarlar. | Open Subtitles | تزن الحيوانات الصغيرة أقلّ فتفقد قوّة عضلية أقل عندما تحرّك أجسادها |
Bu, vücutlarını şekillendirir. | Open Subtitles | إنَّه يُشكل أجسادها |
Denizden çıkarken, vücutlarının kurumasını önlemek için gelişim göstermek zorundaydılar. | Open Subtitles | كانت ستبنى أجسادها بطريقة مختلفة تماماً وفى النهاية ... |
vücutlarının bu zehre karşı bağışıklığı vardır. | Open Subtitles | أجسادها محصّنة من السمّ |
Sadece duyargaları değil vücutlarının tamamı fotoforlarla kaplıdır. | Open Subtitles | ...ليست مجساتها فقط بل أجسادها بالكامل (مغطاة بخلايا (الإضاءة الحيوية |
Bunun yerine ince bedenleri sudaki küçük hareketlere duyarlı olan organlarla doludur. | Open Subtitles | لكن وبدلا من ذلك , فان أجسادها النحيفة التي تشبه العيدان مبطنه بأجهزة حساسة لاكتشاف أي حركة صغيره في المياه |
Sırlarını, vücutlarıyla birlikte gömmelisin. | Open Subtitles | ادفني أسرارها مع أجسادها |