Tek istediğim, onları rahat ettirebilmek, belki kalan günlerini biraz daha arttırabilmek. | Open Subtitles | إذا أنا يمكن أن أجعلهم مرتاح، تطيل حياة لربّما، هو كلّ يتوقّعون. |
Bilirsin, kimse benden onları yatırmamı ya da onlara hikayeler okumamı istemiyor. | Open Subtitles | لا أحد يطلب مني ان أجعلهم ينامون او ان اقرأ لهم قصصاً |
Toby, kağıtlar hakkında bir şey bilmiyorum. onları buna nasıl inandırabilirim? | Open Subtitles | توبي، لا أعرف شيئاً عن تلك الأوراق كيف أجعلهم يصدقون هذا؟ |
onlara bu kadar zahmet vermemeliyiz. Gelecek sefer, gece kalmayalım. | Open Subtitles | لا يمكن أن أجعلهم يدللوننا كثيراً,المرة القادمة لن نمضي الليلة |
Bu adayı kaybedersek hepimizin düşeceği tehlikeyi fark etmelerini sağlayacağım. | Open Subtitles | أجعلهم يدركون التهديد لكلّ واحد منّا إن فقدنا هذه الجزيرة. |
- Anne, buradaki itfaiyecilerin hepsini çok iyi tanıyorum seni buradan uzaklaştırmalarını sağlayabilirim. | Open Subtitles | أمي أعرف جميع هؤالاء الإطفائيين بالأسم و أستطيع أن أجعلهم يزيلونك من المبنى |
Çıkarırsam onları mutlu ederim, bu beni zayıf gösterir, değil mi? | Open Subtitles | اذا كان لي سوف أجعلهم سعداء ذلك فقط مايجعلني ضعيف,أليس كذلك؟ |
İş adamlarıyla konuşurken onlarla ters düşüp hayır, çalışanlarınız sizin en değerli varlığınız değil dediğimde onları çoğu zaman çok üzüyorum. | TED | عندما أتحدث مع رجال الأعمال، عادة ما أجعلهم جد مستائين عندما أعارضهم وأخبرهم لا، موظفيكم ليسوا أثمن أصولكم. |
Ben onları bulurum, keşfederim, hayatlarını yaşanabilir hale getiririm ve sonra da giderler. | Open Subtitles | أجدهم ثم أكتشفهم، ثم أجعلهم يتنفسون الحياة ثم بعد ذلك يرحلون عني |
Sonunda destekçilerini öğrenmek için onları çarkıfelek oynamaya ikna etmiştim ve siz geri zekalılar ortaya çıktınız! | Open Subtitles | والآن، تمكّنت أن أجعلهم يأكلون الطعم حتى أستطيع أن أكتشف من هم مزوّدوهم وبعد ذلك، تظهروا أنتم أيها الملاعين |
Birincisi onları sinirlendiriyorum. Sinirliyken iyi oynayamazlar. | Open Subtitles | أجعلهم يغضبون وهم لن يلعبوا جيدا وهم غاضبين |
Sevdiklerim onları önemsemediğimi sanmasın diye... elimden gelen her şeyi yapardım. | Open Subtitles | سأرمي نفسي بالنار قبل أن أجعلهم يشعرون أنهم لايعنون لي أي شيء |
onları daha serbest stile geçirebilirim, ama sonunda onları birleştirmeliyiz. | Open Subtitles | يمكنني أن أجعلهم أحرار أكثر لكن لكن يجب أن نأخذهم سوية في النهاية |
İyi de, bu doğru değil, ve onlara düşündüklerini vermeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس حقيقياً, ولا أملك أن أجعلهم يفكرون بذلك. |
onlara deli gibi yazdırtmamın sebebi yavaş yazdığınızda bir sürü düşünce geçer aklınızdan ve sanatçı şeytan belirir. | TED | السبب في أني أجعلهم يكتبوا مثل المجانين هو عندما تكتب ببطء العديد من الأفكار تمر عليك، الفنان الشرير ينسل إلى الداخل. |
onlara köpek maması yedirsem, biftek sanırlar. | Open Subtitles | يمكننى أن أجعلهم يأكلون طعام الكلاب و سيظنون أنه لحم مشوى |
Çok yakında, evimi ele geçiren kötü insanların arasına dalacağım ve o kasapların benden korkmalarını sağlayacağım. | Open Subtitles | قريباً، سأصل بين أشخاص ملاعين السفاحين الذين يقطنوا منزلى الآن و أجعلهم يخافونى |
Karanlık Olan olmaktan vazgeçmene gerek bile kalmadan seni sevmelerini sağlayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أنْ أجعلهم يحبّونك دون الاضطرار للتخلّي عن كونك القاتم |
onların gerçek hayattakinden daha iyi gözükmesini sağlıyorum. | Open Subtitles | أجعلهم يبدون أفضل مما كانوا عندما كانوا أحياءاً |
Ama geçen akşam davamı ele alsınlar diye uğraşırken konuyu tamamen kendine çektin. | Open Subtitles | كنتُ أحاول أن أجعلهم أن يغطون قصتي وقمتَأنت... بجعل كل شئ يدور حولك |
Parayı gördüklerinde, akılları başlarından gider, ve ben parayı görmelerini mutlaka sağlarım. | Open Subtitles | حالما يرون تلك النقود يتعلّقون بالأمر وأنا أحاول أن أجعلهم يرون النقود |