Gitmeyi seçenlerse, şehir genelindeki öğrenci grevine katıldılar ve adalet için ortak düşüncelerini söylediler. | TED | وشارك من اختاروا المغادرة في انسحاب طلابي ورفع صوتهم الجماعي من أجل العدالة. |
Etnik kökeniniz, milletiniz, cinsiyetiniz, ırkınız ne olursa olsun yasalar bizimdir, onlar bize aitler ve adalet için savaşmak bir delilik göstergesi değildir. | TED | القوانين لنا، و مهما كانت إثنيتك و جنسيتك ونوعك وعرقك، فإنها تنتمي لنا، و إن كفاحنا من أجل العدالة ليس ضرباً من الجنون. |
adalet için sokakta yürüyüş yapan insanlar. | TED | يتظاهرُ الناس في الشارع من أجل العدالة. |
O zaman, karıma şöyle dedim, "adalet için, Don Corleone'ye gitmeliyiz." | Open Subtitles | فقلت لزوجتى من أجل العدالة لابد أن نذهب لدون كورليونى |
İnan bana adalet uğruna verdiğin mücadele çok asil bir davranıştı. | Open Subtitles | ...و صدقني فقد كنت نبيلا جدا ...خلال قتالك من أجل العدالة |
O zaman gençtik, toyduk. Elime bir silah verseler, alıp, adalet için savaşacaktım. | Open Subtitles | كنت شاباً طائشاً كنت أريد أن أحمل أسلاح وأقاتل ظننت أني أحارب من أجل العدالة |
Ne diyorsun, bu yaşlı kadını dinleyip adalet için savaşacakmısın? | Open Subtitles | ما رأيك ؟ هل ستستمع لعجوز تكافح من أجل العدالة ؟ |
Sadece şampiyonlar aylak aylak gezerek, adalet için savaşırlar. | Open Subtitles | فقط أبطال يجوبون البلاد يحاربون من أجل العدالة, ملل |
adalet için, zulmü önlemek için, şerefimiz için ölemedik. | Open Subtitles | لم نستطع الموت من أجل العدالة في حربنا ضد الاستبداد ولا حتى من أجل شرفنا |
Yeni önerme: "Sivil başkaldırı adalet için ahlak kaynağıdır." | Open Subtitles | محور الموضوع الجديد : العصيان المدني هو سلاح أخلاقي للنضال من أجل العدالة |
adalet için öldürdüğünü söyleyip duruyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تواصل القول أنّكَ تقتل من أجل العدالة |
Bizler artik, daha fazla, adalet için savasan ögrenci aktivistler olmayacaktik. | Open Subtitles | لم نعُد طُلاب نُشطاء سياسياً نحارب من أجل العدالة |
Sosyal adalet için çalışmak şu şekilde olabilir... | TED | العمل من أجل العدالة يمكن أن يبدو هكذا |
Eski günlerde, adalet için çabalıyordunuz. | Open Subtitles | في السابق كنت تناضل من أجل العدالة |
Neden adalet için savaşmıyorsun? Aynı maskeli süvari gibi? | Open Subtitles | - ألا تحب القتال من أجل العدالة ، كالبطل المقنع - |
adalet için savaşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن محامون ونحارب من أجل العدالة |
Bütün hayatını adalet için savaşıp, doğruyu arayarak geçirdi. | Open Subtitles | لقد قضى معظم حياته محارباً من أجل العدالة و باحثاً عن الحقيقة... |
adalet için kanını dökmeye hazır mısın? | Open Subtitles | -نعم -هل أنت مستعد لإراقة دمك من أجل العدالة |
Biliyor musun Michael, herkes hukuk fakültesine iyi adam olmak, iyilik adına savaşmak ve adalet için gider. | Open Subtitles | كما تعلمون ، مايكل ، كل يذهب إلى المدرسة القانون... ليصبح الناس الطيبين ، لخوض معركة جيدة ، من أجل العدالة. |
Bunu adalet için yapıyorum falan deme. | Open Subtitles | لا تتظاهر بأن هذا من أجل العدالة |
Arzularından vazgeçmeye ve yüce adalet uğruna kılıç ve kalkanımız olarak hareket etmeye gönülden razı mısın? | Open Subtitles | هل أنت مستعد لأن تهجر رغباتك وأمنياتك وأن تصبح سيف ودرع لنا من أجل العدالة الكبرى؟ |