Bunu yapmak için, kim olduğunu bulmalıyız. | Open Subtitles | من أجل القيام بذلك ، لدينا لمعرفة من هو. |
Bunu yapmak için ölmem gerekiyordu ve bununla ilgili sorunum yoktu, sorunum yok ama Dean'in vardı. | Open Subtitles | و من أجل القيام بذلك كان بإمكاني الموت وحسب و كنت على ما يرام بشأن هذا و مازلت على ما يرام بشأن هذا |
Bunu yapmak için günlük hayattaki problemlerimizin hesaplamalı yapısına kafa yorup bu problemlerin ideal çözümlerini gerçekte nasıl davrandığımızla karşılaştırırım. | TED | من أجل القيام بذلك أفكر في البنية الحسابية للمشكلات التي تصادفنا في الحياة اليومية، وأقارن ما بين الحلول المثالية لهذه المشكلات وبين سلوكنا الفعلي. |
Liam'ın beyninde bu toksinlerin var olup olmadığını görmek istiyoruz ve Bunu yapmak için de omurgasından bir miktar sıvı almamız gerek. | Open Subtitles | الآن، نريد أن نرى إذا ما كان هناك أي من هذه السموم (في دماغ (ليام ومن أجل القيام بذلك |