Bangladeşli bir inşaat işçisi, ona yıllık 2.000 dolar kazandıran bir iş için, ortalama 4.000 dolar iş bulma ücreti ödüyor. | TED | يدفع عامل بناء من بنغلادش ما يعادل 4,000 دولار كرسوم توظيف من أجل وظيفة يجني منها 2,000 دولار سنويًا |
Çünkü acil servisteki iş için bir cevaba ihtiyacım var. | Open Subtitles | لأني أحتاج جوابا من أجل وظيفة طبيب الطوارئ |
Sen olsan bir iş için bütün hayatını alt üst eder misin? Doğru söyle. Hayır. | Open Subtitles | هل تغيرين كل نمط حياتك من أجل وظيفة , كوني صادقة؟ |
Ve bugün kalıcı bir pozisyon için The Telegraph ile görüşeceğim. | Open Subtitles | واليوم سأتقابل مع صحيفة تيليغراف من أجل وظيفة دائمة |
Müdür yardımcılığı pozisyonu için aramıştım. | Open Subtitles | أتصلت من أجل وظيفة مساعد المدير |
Bir iş için yapmam herhalde. Ama New York için, evet yaparım. | Open Subtitles | لا من أجل وظيفة لا , ولكن من اجل العيش في مدينة نيويورك |
Hiç istemediğim bir iş için bu yağ tulumunun önünde sürünecek halim yok. | Open Subtitles | أنا لن أتذلل أمام هذا الأحمق الأجوف من أجل وظيفة أنا حتى لا أريدها |
Sonrasında buraya bir yıllık bir iş için geldim. | Open Subtitles | لقد جئت هنا من أجل وظيفة كان من المفترض أن امكث لمدة عام |
- Depodaki bir iş için mülakata geldi. | Open Subtitles | إنه هنا لمقابلة من أجل وظيفة في المستودع. |
- İş için mi, mülakat için mi? | Open Subtitles | ـ ماذا، من أجل وظيفة أم مقابلة؟ |
Siz de mi iş için geldiniz? | Open Subtitles | هل أنت هنا من أجل وظيفة أيضاً؟ |
Bir iş için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل وظيفة |
İş için. | Open Subtitles | -من أجل وظيفة . |
İş için mi? | Open Subtitles | من أجل وظيفة ؟ |
- Jules, buraya iş için gelmedim. | Open Subtitles | (جولز)، لست هنا من أجل وظيفة |
Efendim, kalite departmanındaki pozisyon için gelen herkes burada. | Open Subtitles | الجميع هنا من أجل وظيفة قسم الجودة |
Güvenlik pozisyonu için çağırılıyorsunuz, Bay McCann. | Open Subtitles | سيتم إجراء مقابلة لكَ من أجل وظيفة أمنية يا سيّد (ماكان). حسنٌ. |