Esaret ve hapishaneler var olduğundan beri sevdiklerini oralardan kurtarmak için tüm kaynaklarını seferber ediyorlar. | TED | لقد قاموا معًا بتجميع مواردهم لشراء حرية أحبائهم. طالما وُجدت العبودية وزنزانات السجون. |
Bugün, çok fazla sayıda ebeveyn sevdiklerini zamanında alıp kurtarma şansına sahip olamıyorlar. | TED | الكثير من الآباء اليوم لم تتح لهم الفرصة أن ينقذوا أحبائهم |
"Kayıp Sırpların anneleri ve eşleri sevdiklerinin bulunması için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | الزوجات و الأمهات للصربيين المفقوديين يرجون أن يجدو أحبائهم المفقودين |
Kasabalının sevdiklerinin daha güzel ve büyük bir hayata gittiklerini bilmeleri daha iyiydi. | Open Subtitles | و أن ندع سكان البلدة يظنون أن أحبائهم قد هربوا بعيدًا لحياة أفضل |
Ve sonra bir papaza ve sonra bir destek grubuna ve hepsi aynı şeyi söyledi: bazen insanlar, sevdikleri hakkında endişelendiklerinde beklerler. | TED | ثم كاهن، ثم مجموعة دعم، وقالوا جميعا الشيء ذاته: في بعض الأحيان يبقى الناس عندما يكونون قلقين على أحبائهم. |
Müşterilerden çikolatayı, sevdiklerine yapacakları iyilikler karşılığında satın almalarını istedi. | TED | وطلبت من الزبائن شراء الشوكولاته مع الوعد بعمل الخير نحو أحبائهم. |
Yakın zamanda ölmüş kişilerin sevdikleriyle iletişim kurmasına yardım ediyor. | Open Subtitles | إنها تساعد الفاقدين على التواصل مع أحبائهم الراحلون العزيزين عليهم. |
Hanno'nun gözlerine baktığımda,... pek çoğunun yüzündeki korkuyu görüyorum,... sevdiklerini Goa'uld birleşmesi için hazırlarlarken. | Open Subtitles | عندما أنظر في عيني هانو أرى الرعب على وجوه العديد من الاخرين بينما أحبائهم يستعدون لاستيعاب الجواؤلد |
sevdiklerini anatomi laboratuarlarına bağışlayan kaç kişi tanıyorsun? | Open Subtitles | كم من الناس تعرفهم قد تبرعو بجثمان أحبائهم الى مختبر علم التشريح؟ |
Çünkü bir daha sevdiklerini göremeyecekler. | Open Subtitles | لأنهم لا يستطيعون أن يروا أحبائهم مرة أخرى |
Dualarımız 684 numaralı uçuşta sevdiklerini kaybedenlerle. Kızım nerede? - Hiçbir bilgi yok mu? | Open Subtitles | قلوبنا مع أولئك الذين فقدوا أحبائهم في الرحلة 684 آنسة بوب. |
Bu sesleri saklayarak ve paylaşarak sevdiklerinin ruhlarını hayatta tuttuklarını söylediler. | TED | قالوا أنهم بحفاظهم على تلك الأسرار ومشاركتها، ساعدهم ذلك على إبقاء روح أحبائهم حية. |
Yemektekilerin akrabalarını ellerinden tutar, ve her birini enkazın ortasındaki sevdiklerinin yanlarına götürür. | TED | ويمسك الأقرباء بيده ويدلهم على أحبائهم في وسط الحطام |
Neredeyse her gün insanlar sevdiklerinin cesetlerini yollardan topluyordu. | TED | في كل يوم تقريبا، كان الناس يجمعون جثث أحبائهم من الشوارع. |
Şimdi de onları sevdiklerinin daha iyi bir yerde olduğuna inandırıyor. | Open Subtitles | و الان قام باقناعهم ان أحبائهم في مكان افضل |
Beni ikna et o zaman. sevdikleri şeyleri öldüren katillerde her zaman gördüğümüz bir şey var. | Open Subtitles | نرى ذلك طوال الوقت في المشتبه بهم الذين يقتلون أحبائهم |
Çok sevdikleri birinden kolayca vazgeçeceklerini sanmıyordum... ve daima onları kaçırabilecek bir 4400 olacak. | Open Subtitles | ما كان عليهم أن يتركوا أحبائهم بهذه السهولة وهناك دائماً من الـ 4400 الفارين |
Her gece dışarı çıkıp tanımadığım insanları evlerine gidip sevdikleri ile olabilmeleri için koruyorum. | Open Subtitles | أخرج كلّ ليلة وأحمي أناساً لا أعرفهم ليعودوا إلى أحبائهم بمنازلهم |
Bakıcılar, sevdiklerine bakabilmek için çok fazla zaman harcıyor ve sıklıkla onların aileleri ve ilişkileri zor duruma giriyor. | TED | يقضي العديد من مقدمي الرعاية الكثير من الوقت في رعاية أحبائهم لدرجة أن عائلاتهم و مقربيهم يعانون من ذالك الأمر. |
Bu insanlar sadece sevdikleriyle yeteri kadar vakit geçirmedikleri ve sevgilerini paylaşmadıkları için pişman oluyorlardı. | TED | الأمر الوحيد الذين يندمون لأجله هو أنهم لم يقضوا الوقت الكافي مع أحبائهم ولم ينشروا حبهم. |
Özellikle bombalama olaylarında yakınlarını kaybedenlere... herkesin sempatiyle yaklaştığını görüyoruz. | Open Subtitles | مع الذين فقدوا أحبائهم في القصف الإرهابي الذي وقع مؤخراً |
Böyle bir şey olursa, kendimize ve gezegenimize karşı bu yeni saygı şekli sevdiklerimizin ölümüne yol açan hastalıkların sonunu getirebilir. | Open Subtitles | إذا حدث هذا, احترام الجديدة لكل من الكوكب و حياتنا الخاصة سيخلق وضع حد ل هذا المرض الذي يتسبب وفاة أحبائهم في كل عام. |