Seni şaşırtmak istememiştim, hindibamı içerken Jebediah hakkında konuşmayı seviyorum. | Open Subtitles | لم أقصد إجفالك لكن أحب التحدث عن (جبدايا) حتى وأنا أشرب الشاي |
Onun hakkında konuşmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب التحدث بشأنها |
Ben de seninle konuşmayı seviyorum. | Open Subtitles | ـ وأنا أحب التحدث إليكي أيضاً |
Bazen yabancılarla konuşmayı severim. Bazen sevmem. | Open Subtitles | أحياناً أحب التحدث إلى الغرباء و أحياناً لا أحب ذلك |
Meğer sosyopatlarla konuşmak hoşuma gidiyormuş. | Open Subtitles | و لكن أتضح لأمر أني أحب التحدث مع المختلين عقليا. |
Evet. Bu tip şeyleri seninle konuşmaktan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | هذا صحيح أنا لا أحب التحدث في هذا الأمر معك |
Seninle konuşmayı seviyorum Wilke ama sen benim tipim değilsin. | Open Subtitles | أنا أحب التحدث إليك (وولكي) ولكن أنتَ فقط لستَ نَوعي المُفضل |
Dedektif Rizzoil hakkında konuşmayı seviyorum. | Open Subtitles | أنا أحب التحدث عنها |
Seninle konuşmayı seviyorum Axe ve bize baya bir para da kazandırdın ama işleri sağlam ve yolunda tutmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب التحدث معك يا (آكس) وأنت تجني لنا الكثير من المال ولكنني بحاجة إلى إبقاء الأمور جيدة وهادئة |
Ama seninle konuşmayı seviyorum. | Open Subtitles | و لكنني أحب التحدث إليك. |
Evet. Ben de onunla konuşmayı seviyorum. | Open Subtitles | -نعم، أحب التحدث إليها أيضاً |
Seninle konuşmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب التحدث معك |
- Seninle konuşmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب التحدث معك |
Ben insanlarla konuşmayı severim | Open Subtitles | أنا فقط أنا أحب التحدث مع الناس |
Genelde insanların önünde konuşmayı severim. | Open Subtitles | عادةً ما أحب التحدث أمام الناس |
Ebelerle konuşmayı severim. | Open Subtitles | أحب التحدث للقابلات |
Meğer sosyopatlarla konuşmak hoşuma gidiyormuş. | Open Subtitles | و لكن أتضح لأمر أني أحب التحدث مع المختلين عقليا. |
Diğer insanların yanında konuşmak hoşuma gitmiyor ama gerçekten bilmek istersen, bazen mesanemi kontrol edemiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | حقيقة لا أحب التحدث عن الأمر لأنه يحص أشخاصاً آخرين إن كنت تريد أن تعلم, بعض الأحيان أعاني من مشكلة بالتحكم بالمثانة, حسناً؟ |
Çok ortak noktam olan insanlarla konuşmaktan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا أحب التحدث إلى الأشخاص الذين لدينا أشياء مشتركة كثيرة بيننا |
- Ya da başka bir yere kaçar. - Bu kadar hızlı konuşmaktan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أو يهرب الى مكان آخر أنا لا أحب التحدث بتلك السرعه.توقفى |
Sanırım kalbimi ilk kıran kadın olduğu ve böyle şeylerden konuşmayı sevmediğim için bahsetmedim. | Open Subtitles | حسناً أعتقد كانت أول من حطم قلبي ولا أحب التحدث في أمور كهذه |
Ajan Eppes, özür dilerim, gerçekten araba sürerken telefonda konuşmayı sevmiyorum. | Open Subtitles | أنا آسف أيها العميل إيبس ، ولكني حقا لا أحب التحدث بالهاتف أثناء القيادة |