| Bu gemi hakkında bildiğin her türlü şeyi bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة كل شيء تعرفـه عـن هذه المـركـبـة |
| O hâlde ikimizin halklarının geleceği için sistemdeki dengeyi yok edebilecek güçteki sınırlandırılmış görünmezlik teknolojisini nasıl ele geçirdiğinizi bilmem gerek. | Open Subtitles | إذن ، المُستقبل لكلا الشعبين أحتاج إلى معرفة كيف وصلت إلى تكنولوجيا الشبح التسلل |
| Elimizdeki seçenekleri ya da baştan üretebileceklerimizi bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة الطرق المفتوحة بالنسبة إلينا أو الأرض التي يمكننا إخلاؤها لفتح طريق |
| Yıldız Geçidi Operasyon Odasında olup olmadığınızı bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة ما إذا كنت في أي مكان بالقرب من غرفة البوابة |
| bilmem gerekiyor... Bunu hak etmek için ne yaptım? | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة ما الذي فعلته لأستحق هذا |
| Bir hapishanede vardı. bilmem gerek. | Open Subtitles | كانوا يضعونه في السجن أحتاج إلى معرفة ذلك |
| Yaptığın şeyin saçma olmadığını bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة أن ماتفعليه بمنطقي |
| Nereye gittiğimi ve ne yaptığımı bilmem gerek. | Open Subtitles | "أحتاج إلى معرفة المكان الذي أذهب إليه وما أفعله." |
| Tekneyi yanaştırmak için neresinin güvenli olduğunu bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة الموقع الآمن للهبوط |
| - Kim olduğunu bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة من هذا مُستحيل |
| Tutuklandığımda bana ne olacağını bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة ما سيحصل لي حين أعتَقل |
| - Kabul ama nerede olacağını bilmem gerek. | Open Subtitles | موافق - أحتاج إلى معرفة المكان فحسب |
| John Luther ve Zoe arasında geçtiğimiz bir kaç gün içinde olmuş olabilecek herşeyi bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة أي شيءٍ حصل بين (جون لوثر) و (زوي) خلال الأيام القليلة الماضية |
| Onu nasıl yeneceğimi bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة كيف أهزمه |
| Eric'le görüşüp görüşmediğini bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة إن كان (إريك) تواصل معك |
| Bak, anlatmadığın bir şey var mı bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة أنه لا يوجد شيء تخفينه عني |
| Ne yapacağımızı bilmem gerekiyor o zaman. | Open Subtitles | إذا ، أحتاج إلى معرفة مالذي نفعله ، أرجوكِ |
| Ghost'un Shawn'ı öldürüp öldürmediğini bilmem gerekiyor Truth'ta partinin olduğu akşam senin hapisten çıktığın o akşam. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة إذا (غوست) قتل (شون) خلال ليلة الحفلة في (تروث) ليلة خرجت من السجن |