Hayır, kutlama yapıyorum. Yeni bir annem var. Neşeli bir kadın. | Open Subtitles | كلّا أنا أحتفل لقد حصلتى على أُمّ جديدة ويالها من أُمّ ساخنة |
Bildiğin gibi, kutlama yaparken boşa masraf etmem. | Open Subtitles | إذن، كما تعلم، فإنى لا أتحمل أيّة تكاليف حينما أحتفل. |
Yakın arkadaşlarım için yemek yaparak doğum günümü kutluyorum. | Open Subtitles | وها انا أحتفل بطهوى الطعام لأصدقائى المقربين |
...damardan? Bebeğim,2 milyon dolar kazandık. Sadece karımla kutlamak istiyorum. | Open Subtitles | عزيزتي لقد حققنا مليونا دولار أريد أن أحتفل مع زوجتي |
Sanırım halen geçmişte yaşıyorum-- sizinle parti vermek... ve Vicky ile birlikte olmak, tıpkı lisedeki gibi. | Open Subtitles | أعتقد أننى كنت أعيش فى الماضى لقد أردت أن أحتفل معكم يا رفاق وأكون مع فيكى كما كنا فى المدرسة الثانوية |
Ama temizleyip, bağırsaklarını çıkarıp duvarıma asmadan kutlama yapmayacağım. | Open Subtitles | لكنني لن أحتفل حتى يذبح ويحنط ويعلق في غرفة جوائزي |
Ve fırsat bulduğunda başka bir bira daha istiyorum. kutlama yapıyorum. | Open Subtitles | أحضري لي بيرةً أخرى لو استطعتِ فأنا أحتفل |
Ama küçük ailemiz için bazı iyi haberlerle bir kutlama yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لكن أريد أن أحتفل بأنباء جيدة لعائلتنا الصغيرة |
Küçük bir kutlama yapmak istediğim için özür dileyecek değilim. | Open Subtitles | لن أقـوم بالإعتـذار لأنني أريد أن أحتفل بإنجاز صغير قمتِ به |
İsmim Linda, ben bir bağımlıyım. Birinci yılımı kutluyorum. | Open Subtitles | اسمى ليندا وأنا مدمنه وأنا أحتفل بعامى الأول اليوم |
İsmim Linda, ben bir bağımlıyım. Birinci yılımı kutluyorum. | Open Subtitles | اسمى ليندا وأنا مدمنه وأنا أحتفل بعامى الأول اليوم |
Aslında bir nevi kendimi kutluyorum. | Open Subtitles | حسناً، في الواقع إني أحتفل بنفسي نوعاً ما |
...damardan? Bebeğim,2 milyon dolar kazandık. Sadece karımla kutlamak istiyorum. | Open Subtitles | عزيزتي لقد حققنا مليونا دولار أريد أن أحتفل مع زوجتي |
Seninle birlikte anlaşmayı kutlamak için, şarabı yanımda restorana getirdim. | Open Subtitles | كنت أأخذ النبيذ إلى المطعم لكي أحتفل بأتمام الصفقة معك. |
O gün sen karım oldun. Dostlarımız aşkımızı kutlamak için toplandı. | Open Subtitles | اليوم الذى أصبحت فيه زوجتى الذى أحتفل أصدقائنا فيه بنا |
Ama bu aralar Lucifer ile parti yapmayacağım, çünkü test sonuçlarım negatifti. | Open Subtitles | لكنّي لن أحتفل مع الشيطان في أيّ وقت قريب لأنّ نتائج اختباراتي كانت سلبية |
Birkaç arkadaşımla, uçakta parti yaptık. | Open Subtitles | كنتُ أحتفل على متن الطائرة مع بعض الأصدقاء. |
Ben brunch'lara gitmem ameliyatları kaçırmam ve Sevgililer Günü'nü kutlamam. | Open Subtitles | لا أحضرُ حفلات الإفطار ولا أفوّت الجراحات , ولا أحتفل بعيد الحب |
Yani, cinayeti kutlamıyorum, çocuk gözlerinin önünde öldü, o adamı yakaldılar. | Open Subtitles | أعني ، أنا لا أحتفل مات أمامك مباشرة فقط أخبرتك أنهم أمسكوه |
Onunla hiç partiye gitmedim. Hiç de denk gelmedi. | Open Subtitles | أنا لم أحتفل معه ابداً فقط قابلته بالصدفة. |
Serbest bırakılmamı kutluyordum. Gecenin bir yarısı beni bıraktılar. | Open Subtitles | أحتفل بإطلاق سراحي ، لقد أخرجوني في منتصف الليل |
Sanırım şimdi küçük bir akşam yemeği yiyip Noel'i kutlayacağım. | Open Subtitles | حسناً ، أظن أننى سأتناول على عشاء صغير الآن و أحتفل الكريسماس |
Ama, ben burada hayatımdaki önemli bir anı kutlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | وأنا هنا أحاول أن أحتفل بتلك اللحظة المُهمّة من حياتي |
Bu saçma evliliği ancak... kırmızı kar yağdığı zaman kutlarım. | Open Subtitles | اليوم الذي أحتفل بهذا الزواج الغير شرعي هو اليوم اللي تحج فيه البقرة على قرونها |
Bu gece bunların bir kutlaması. | Open Subtitles | الليلة أحتفل لاجل ذلك |
Ama benim kutladığım şey, salak bir Afrikalıyı son görüşüm olacak. | Open Subtitles | لكنني أحتفل حقيقة برؤية أغبى زنجي أفريقي |
Belki bir konuda haklı, belki bir doğum günüm olmalı, en azından bu kısa ve vahşi yaşamda kutlayacak bir şeyim olur. | Open Subtitles | ربما هو محق بشأن شيئ واحد: ربما يجب أن أختار يوم ميلاد فقط لأحصل على شيئ أحتفل به في هذه الحياة القصيرة والوحشية |
Üçüncü defa 28. yaşımı kutladığımdan beri doğumgünü kutlamadım. | Open Subtitles | لم أحتفل بعيد ميلادي منذ المرة الثالثة التي أصبحت فيها في الـ28 من عمري |