Akrabalarım birinden Ruslardan biraz almalarını istemiş. Aristokrat mücevherleri, yüzükler. | Open Subtitles | طلب أقربائي من أحد الأشخاص أن يُحضر بعض الخـواتم والمجواهرات من الأرستقراطيين الروس. |
Akrabalarım birinden Ruslardan biraz almalarını istemiş. Aristokrat mücevherleri, yüzükler. | Open Subtitles | طلب أقربائي من أحد الأشخاص أن يُحضر بعض الخـواتم والمجواهرات من الأرستقراطيين الروس. |
Birisi, siyah ve beyaz insanı kasaba meydanında dama oynarken görmüş olmalı. | TED | من المؤكد أن أحد الأشخاص شاهد رجلًا أسودًا وآخر أبيضًا يلعبان الشطرنج مع شخص في إحدى ساحات المدينة. |
Bir keresinde bir sivil toplum örgütünden Birisi bana bunu karanlıkta bowling oynamak olarak tarif etti. | TED | أحد الأشخاص من المنظمات الطوعية وصف ذلك بأنها مثل لعب البولينج في الظلام. |
Yanlış bir adam tarafından fark edilmiş sistemdeki acayip bir yasal boşluk. | Open Subtitles | المخرج من ذلك النظام الذي اكتشفه بالخطأ أحد الأشخاص |
Benimle buluşmak isteyen bir adam. | Open Subtitles | إنه أحد الأشخاص والذي يريد ترتيب موعد غرامي |
Dün senin hasta olduğunu düşündüğün insanlardan biri bana saldırırken hayatımı kurtardı. | Open Subtitles | قد أنقذ حياتي بالأمس بينما حاول أحد الأشخاص الذين تعتقد أنهم مرضى قتلي |
Bu kayıp insanlardan biri benim görgü tanığımdı. - Ne olduğunu öğrenmem gerekiyor. | Open Subtitles | أحد الأشخاص المفقودين كان شاهدي، يجب عليّ اكتشاف ما حدث. |
Hiç karşılaşmadığım ama bazı dekor anlaşmaları sayesinde arkadaş olduğum o siteden birinin, eskiden yerel bir dökümhane müdürü olduğu ortaya çıktı. | TED | وقد أتضح أن أحد الأشخاص هناك، صديق لي لم ألتقي به قط، لكنه أصبح صديقي عبر بعض صفقات الدعامات، كان مديراً لورشة محلية. |
Bunu daha iyi bilmesi gereken birinden bahsediyoruz. | Open Subtitles | نتكلم عن أحد الأشخاص الذين يفترض أن يعرفوا الأمور بشكل أفضل |
Bana sırf arkadaşınıza daha uygun olduğu için birinden randevusunu değiştirmesini istememi söylemiyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تقترحين أنْ أطلب من أحد الأشخاص تغيير موعده من أجل استيعاب صديقتك، أليس كذلك؟ |
Müfettişlerimizden biri, geçmesine izin verdiğimiz birinden hasta olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وواحد من مُفتشيني يقول أنه اُصيب بالمرض من أحد الأشخاص الذين سمحنا لهم بالعبور |
Evet. Bud, Shaw'un olayı Monroe'yla Rosalee'nin düğünündeki birinden öğrendiğini düşünmüş. | Open Subtitles | نعم، "باد" اعتقد بأن "شو" علم من أحد الأشخاص |
Neden Birisi Brunico'ya gitmemi istesin? | Open Subtitles | لماذا يريدني أحد الأشخاص أن أذهب إلى برونيكو ؟ |
Ya bir hata yaparsa ve Birisi gerçeklerden şüphelenirse? | Open Subtitles | ماذا إن ارتكب خطأ وتوقع أحد الأشخاص الحقيقة ؟ |
Belkide hiçbiri, Cerrilium'a bakan bir adam gördüm. | Open Subtitles | ربما لقد رأيت أحد الأشخاص معه شيء يبدو كزجاجة سيرنيم |
Sen doğarken yandan geçen bir adam bakıp ne demiştir biliyor musun? | Open Subtitles | في وقت ولادتك ، كان هناك أحد الأشخاص المَارِين أتعلمين ما الذي قاله ؟ |
Bu kayıp insanlardan biri benim görgü tanığımdı. - Ne olduğunu öğrenmem gerekiyor. | Open Subtitles | أحد الأشخاص المفقودين كان شاهدي، يجب عليّ اكتشاف ما حدث. |
Sen de New York'un L.A.'den daha iyi olduğunu düşünen insanlardan biri olmalısın. | Open Subtitles | إذن، أنت أحد الأشخاص الذين يظنون (أن (نيويورك) أفضل من (لوس آنجلس |
Muhtemelen birinin lastiğine takılmıştır ve şu anda bir lastik yığınının içindedir. | Open Subtitles | على الأغلب موجود في مذياع أحد الأشخاص والآن في كومة إطارات في مكان ما |