Bu evlerden birinde yanlış bir şeyler yapılıyor olmasına inanmak zor. | Open Subtitles | من الصعب أن تتخيل أن هناك خطا يحدث في أحد تلك البيوت |
Frank, şu kamplardan birinde yaşayabiliriz. | Open Subtitles | أتعلم يا فرانك,يجب أن نفعل شئ ما في أحد تلك المعسكرات. |
Şey, bu onlardan biri değil, ve artık gerçekten beni kızdırmaya başladın! | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس أحد تلك الأوقات وأنتِ بدأتِ حقاً تثيرين انزعاجى |
Rapçilerin 99 ya da daha fazla problemi olabilir maaş çekini yanlış yere vermek onlardan biri değil. | Open Subtitles | حسناً، مغنيي الراب قد يكون لديهم 99 مُشكلة أو نحو ذلك، لكن إضاعة رواتبهم ليست أحد تلك المشاكل. |
Hey, hakkında çok şey duyduğum şu meşhur kocaman biralardan bir tane ver bakalım. | Open Subtitles | أعطني أحد تلك البيرة العملاقة المشهورة التي سمعت عنها كثيراً |
Başında şu altın kağıt taçlardan vardı, | Open Subtitles | كان يرتدي أحد تلك التيجان الذهبية الورقية |
İznim sende - Eğer şu şeylerden birine dönersem, kahrolası kafamı patlat. | Open Subtitles | أمنحك الأذن إذا تحولت إلى أحد تلك الأشياء أبدأي، بتفجير رأسي اللعين. |
Cinsiyet, tarihsel olarak iyi pazarlama kısayollarından olan diğer demografikler gibi olan şeylerden biridir. | TED | الجنس أحد تلك القضايا، كالإحصاءات الأخرى التي صارت اختصارات قيّمة تسويقياً مع الوقت. |
Kanın o münakaşalardan birinde olmadığı ne malûm? | Open Subtitles | مالذي يمنع أن يكون سبب الدماء أحد تلك الشجارات؟ |
Seni aşağıdaki yatak odalarından birinde istiyorum... | Open Subtitles | ارى الآن انه انا وانتي في الطابق السفلي في أحد تلك الحمّامات |
Seni aşağıdaki yatak odalarından birinde istiyorum... | Open Subtitles | ارى الآن انه انا وانتي في الطابق السفلي في أحد تلك الحمّامات |
Görüntülerin birinde, sanki eski bir bina bilinçli olarak dinamitle patlatılmış gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يَبْدو مثل أحد تلك مشاهدِ قديمةِ البناية أَنْ تُنْسَفَ عن قصد وإنفجرتْ. |
Sen ben günün birinde birbirimize sıkıyor olabiliriz. | Open Subtitles | ربما أنا وأنت في نهاية المطاف قد نقتل بعضنا البعض في أحد تلك الأيام |
- Şantiyelerden birinde işi vardı. - Otelde mi kalıyor? | Open Subtitles | لـديه أشيـاء يتحتم عليه أن يُشّرف عليها في أحد تلك المواقع , في الفنــدق ؟ |
Haklısın, bu kesinlikle onlardan biri olabilir. | Open Subtitles | صدقتَ، قد يكون أحد تلك المسلسلات، قطعاً |
İnan bana. Bu onlardan biri değil. | Open Subtitles | ثقي بي بأنّها ليست أحد تلك الأوقات |
Ama bu orospu çocuğu onlardan biri değil. | Open Subtitles | لكن ذلك الوغد ليس أحد تلك المفاجآت |
Biliyor musun, ...kablosuz süpürgelerden bir tane almalısın. | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تشتري أحد تلك المكانس اللاسلكية |
Bana onlardan bir tane uzatır mısın? | Open Subtitles | مرر لي أحد تلك الكعكات أيها الوغد الأخرس |
Başında şu altın rengi karton taçlardan vardı, | Open Subtitles | كان يرتدي أحد تلك التيجان الذهبية الورقية |
Biz de bu şeylerden birine dönmeden buradan kaçmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نرحل قبل أن يتم وضعنا في أحد تلك الانابيب الغريبة |
Ama eğer onlara kendi aldıkları eğitimi soracak olursanız sizi köşeye sıkıştırırlar. Çünkü bu insanların içinde olan şeylerden biridir, haksız mıyım? | TED | (ضحك) لكن إذا سألتهم عن تعليمهم، لا تستطيع الفكاك منهم. لأنها أحد تلك المواضيع المتعمقة في النفوس، ألست مصيبا؟ |