Bütün gecemi senin o aptal ayakkabılarını aramak için harcadım... | Open Subtitles | إذا أمضيت كلّ الليل و أنا أبحث معك عن أحذيتكِ الغبيّة، |
Her gün birisi için ayakkabılarını, gömleğini seçmeyi? | Open Subtitles | , كما تعلمين , أخذ أحذيتكِ احضار قميص لأحدهم . . كل يوم |
Ya da ayakkabılarını tahta kalemiyle boya. | Open Subtitles | أو زيّني أحذيتكِ الرياضيّة بقلم تأشير برّاق |
- Bravo kanalını seyretmeye, kitap okumaya veya son derece tuhaf olan çizmelerin için bağcık almaya vaktin var mı? | Open Subtitles | أو قراءة كتاب أو شراء أربطة من أجل أحذيتكِ الهزلية العالية جداً. |
ayakkabıların hiçbiri ayağına olmaz ve parmakların sosis gibi olur. | Open Subtitles | أحذيتكِ لا تصبح مقاسكِ وأصابعكِ تتحول إلى سجق |
Çok erken gelir ve köşede otururduk ve ayakkabıların kirlenirdi. | Open Subtitles | ,كنا نجلس على الزاوية 'و نصل مبكرأً جداً .و تتسخ أحذيتكِ |
ayakkabılarını koridora dizmeni, yüzünü yıkamanı, yastıkları düzeltmeni istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ؟ ضعي أحذيتكِ في الزاوية، واغسلي وجهكِ، و اعبثي بالوسائد. |
Yukarı git de... annemin söylediği gibi ayakkabılarını giy. | Open Subtitles | اذهبي اذهبي للأعلى وألبسي أحذيتكِ كما أخبرتكِ ماما |
Haley, tatlım. ayakkabılarını buldun mu? | Open Subtitles | هايلي عزيزتي ، هل وجدتي أحذيتكِ ؟ |
Sadece ayakkabılarını bulup bulamadığını öğrenmek istedim. | Open Subtitles | أردت أن اعرف إذا وجدتِ أحذيتكِ فقط |
Julie, ayakkabılarını alayım. Çıkar onları, bana ver. | Open Subtitles | جولي)، دعيني أرَ أحذيتكِ) اخلعيهم، ناوليني إياهم |
ayakkabıların güzelmiş bu arada. | Open Subtitles | بِالمناسبة, أحذيتكِ جميلةً |
Senin ayakkabıların nerede? | Open Subtitles | أين أحذيتكِ ؟ |