bağırsaklarını çıkarıyor, cerrahi hassasiyetle iç organlarını çıkarıyor ama sonra onları orada bırakıyor. | Open Subtitles | فهو يمزق أحشاءهم مستخرجاً أعضاءهم الداخلية بدقة عالية ثم يترك تلك في كومة |
Kendi bağırsaklarını yiyip dahasını da isteyecek haldeler. | Open Subtitles | فَهُم على استعداد أن يأكلوا أحشاءهم من بطونهم ثم يطلبون المزيد منها |
Boğularak öldürülen kurbanın bağırsaklarını boşaltması olağan bir hadisedir. | Open Subtitles | من المعتاد لضحايا الاختناق أن يفرغوا أحشاءهم. |
bağırsaklarını sanki kirli çamaşırlarıymış gibi kollarında taşıyarak etrafta dolaşırlardı. | Open Subtitles | يمشون و أحشاءهم في أيديهم كالغسيل القذر |
Carlito Solano insanları sadece öldürmüyor bağırsaklarını boşaltıyor. | Open Subtitles | -كارليتو سولانو) لا يقتل الأشخاص فحسب) ... -بل ينزع أحشاءهم . -نعلم ذلك يا (مايك ). |