Onu yıllarca bize ettiği hizmetin karşılığı olarak ve kız kardeşimi desteklemek için yanımda getirdim. | Open Subtitles | أحضرته معي كي أبدي امتناني له على سنوات خدمته ودعماً لشقيقتي |
Evet, yanımda getirdim. | Open Subtitles | أجل، فقد أحضرته معي |
yanımda getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرته معي |
Ve size uzun bir nutuk çekmek yerine bugün yanımda getirdiğim bir icatım hakkında konuşmak istiyorum: 44. icadım. Yok, bu da doğru değil. | TED | ومن دون خطب عصماء أريد أن أتحدث إليكم عن اختراع أحضرته معي اليوم اختراعي الرابع و الاربعين لا هذا غير صحيح أيضا |
Son Hindistan seyahatimden getirdiğim bir çay, tadı hoşunuza gider mi bilemiyorum. | Open Subtitles | هذا الشاي أحضرته معي من رحلتي الأخيرة للهند ولكني لستُ متأكداً إذا كان يناسب ذوقك |
yanımda getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرته معي |
Şimdi yanımda getirdiğim her şeyi kullanabilirim. | Open Subtitles | الآن أي شيئ أحضرته معي. قد يكون مفيدا |
Hadi bakalım çocuklar, o alkışları yanımda bize yardımcı olması için getirdiğim arkadaşım için de duyalım. | Open Subtitles | حسناً، يا أطفال، لمَ لا نبقي ... ذلك التصفيق مستمر لـ صديق عزيز لي أحضرته معي ليساعدنا؟ |
San Francisco'dan getirdiğim bir şey. | Open Subtitles | " أحضرته معي من " سان فرانسيسكو |
- Yanımda Los Angeles'a getirdiğim tek şey. | Open Subtitles | (الشيء الوحيد الذي أحضرته معي إلى (لوس أنجلوس |