Mükemmel taktik. Ben onunla konuşma şansı bulamadan onu şutla. | Open Subtitles | خطة رائعة, تطرده قبل أن أحظى بفرصة لأتحدث معه حتى |
Onu geri kazanmak için bir şansı ne diye bu kadar süre bekledim sanıyorsun? | Open Subtitles | لما تعتقد أنني انتظرت طوال تلك المدة حتى أحظى بفرصة استعادتها ثانية؟ |
-Hayır. Onu tanıma şansım olmadı. Keşke olsaydı. | Open Subtitles | لا, لم أحظى بفرصة للقائه و أتمنى لو كنت فعلت |
Broadway'de çıkma şansım bir daha hiç olmayacak. | Open Subtitles | لن أحظى بفرصة الظهور على مسرح برودواي .. |
Ameliyata girme fırsatı yakalamak için beklediğin sıra. | Open Subtitles | الانتظار في الصف كي أحظى بفرصة لدخول غرفة العمليات |
Ve bir şans daha vermen için herşeyi yaparım. | Open Subtitles | وسوف اقوم بأي شئ في سبيل أن أحظى بفرصة ثانية |
Söylemek için fırsatım olmadı, Ama dün, gerçekten birinin kıçını tekmeledin. | Open Subtitles | لم أحظى بفرصة لإخبارك ولكنك كنتي رائعة أمس |
Ortaya elle tutulur bir şeyler koyma şansını bulana kadar kimsenin öğrenmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد لأي أحد أن يعرف حتى أحظى بفرصة بناء شيء حقيقي |
Bu şansı sana vereceğim ki kendi cezana karar verebilesin. | Open Subtitles | ، أريد أن أحظى بفرصة تلبيته لكم لذا ساعدوني في أختيار عقوبة لكم |
İyi birşeyler yapabilme şansı için politikaya girdim. | Open Subtitles | كي أحظى بفرصة لفعل شئ جيد لديّ فرصة للمساعدة |
Ona saldırma şansı yakalamak için bir ömür beklerim. | Open Subtitles | سوف أعانى حياتى كلها كي أحظى بفرصة واحدة كى أضرب. |
Ona saldırma şansı yakalamak için bir ömür beklerim. | Open Subtitles | سوف أعانى حياتى كلها كي أحظى بفرصة واحدة كى أضرب. |
Ama sanki bu akşam hep kendimden bahsetmişim ve seni yeterince dinleme şansı bulamamışım gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لكنيّ شعرت بأني تكلمت كثيراً عن نفسي الليلة بحيث أني لم أحظى بفرصة لأعرف أكثر بشأنك |
İnsanlık tarihindeki en büyük hikâye ve bunu yazmak için şansım olmayacak. | Open Subtitles | أعظم قصة في تاريخ البشرية ولن أحظى بفرصة لكتابتها |
Hala onun gözünde mükemmel biri olma şansım var mı, görmek istemiştim. | Open Subtitles | أردتُ معرفة إذا ما زلت أحظى بفرصة لأكون عظيماً بنظرها |
Seansta söyleme fırsatı bulamadım, ...ama merhametin çok fazla Haley. | Open Subtitles | ..... أنا لم أحظى بفرصة لإخبارك في الجلسة، لكن ..... |
Sanırım çok az sevişme fırsatı bulmam. | Open Subtitles | أظن أنه من النادر أن أحظى بفرصة لأمارس الجنس مع مع أي شخص |
Belki onlar bana ikinci bir şans vermeyebilirler ama... | Open Subtitles | قد لا أحظى بفرصة ثانيـة معهــم لكننـي ظننــت |
Sadece, seni tanımak için bir şans istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أحظى بفرصة للتعرف عليكّ |
Kilise temizdir ve bu takımı giymek için başka fırsatım olmayabilir. | Open Subtitles | و بالإضافة بأني لم أحظى بفرصة آخرى لأرتدي هذه البدلة |
Beklersem başka fırsatım olmayabilir diye korkuyorum. | Open Subtitles | ولكنني خشيت أنني إن انتظرت فلن أحظى بفرصة أخرى |
Her halükarda, bunu deneme şansını isterim. | Open Subtitles | وعلى أية حال, يجب أن أحظى بفرصة المحاولة |