O kadar çok param olacak ki Torunlarım lakros oynayacak. | Open Subtitles | سأحصل على الكثير من المال لدرجة أن أحفادي سيلعبون اللاكروس |
Torunlarım geçen hafta tutuklandı. | TED | وقد تم اعتقال أحفادي في الأسبوع الماضي. |
Her gün Torunlarımı görüyorum, Bu genç kızlarla yaşıtlar, ve merak ediyorum ve bazen de kızıyorum, gerçekten. | TED | في كل يوم تقع عيني على أحفادي الذين هم أيضا في سن هاتين الفتاتين، أتساءل، وأغضب أحيانا، نعم أغضب. |
Bana bu kasabada Torunlarımı otobüse bindirme için federal emre sahibim... bazı zenci çocuklarla okula götürmek için. | Open Subtitles | ولدي قاضٍ فدرالي يأمرني بأن أرسل أحفادي بالباص ليقطعوا نصف المدينة ليذهبوا إلى المدرسة بصحبة أطفال زنوج |
derdi. Ve küçük torunlarımın gözlerine baktım, ve ben onların yaşında olduğumdan beri bu gezegene ne kadar zarar verdiğimizi düşündüm. | TED | ونظرت في عيون أحفادي الصغار، وأفكر كم تسببنا في الإضرار بهذا الكوكب منذ أن كنت في عمرهم. |
Sonunda uzun zamandır kayıp olan torunlarımla tanışabilmek ne harika. | Open Subtitles | أنه رائع جدا لمقابلة وأخيرا أحفادي المفقودين منذ زمن طويل |
Bay Barrie, anladığım kadarıyla torunlarıma oyun arkadaşı olmuşsunuz. | Open Subtitles | مستر باري، لقد أصبحت شريك فى اللعب مع أحفادي |
Bu çocuklar benim torunum ve onları yanlış yetiştiriyorsunuz. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال أحفادي و أنك تربيهم بطريقة خاطئة |
Torunlarım üzerine yemin ederim ki bugün burada yaptığımız barışı bozacak olan ben almayacağım. | Open Subtitles | بأرواح أحفادي بأنني لن أكون البادىء بخرق معاهدة السلام التي عقدناها اليوم |
Benim Torunlarım tembel, vahşi sokak serserileri gibi davranamaz. | Open Subtitles | أنا لن أقبل أن يكون تصرفات أحفادي عديمة المسؤولية، أيها الأفاقين الوحوش |
Kafam karıştı. Bunlar benim gelecekteki Torunlarım mı seninkiler mi? | Open Subtitles | تشوشت ، هل هؤلاء أحفادكِ المستقبليين أو أحفادي ؟ |
Onlar için mektuplar çok güzel fakat ya benim Torunlarım? | Open Subtitles | الرسائل مناسبة للغاية بالنسبة لهم.. .. ولكن ماذا عن أحفادي ، هاه؟ |
Torunlarım jet çantalarıyla uçarken beni böyle mi hatırlayacaklar? | Open Subtitles | أهذا ما سيتذكرني به أحفادي عندما يحلقون بجهاز طيران؟ |
Ölüm saçan evinde Torunlarımı neredeyse öldürecek olman hoşuna gitti mi? | Open Subtitles | هل تشعر انه من اللائق أنك كنت قريب من أن تقتل أحفادي في بيتك الصغير? |
Bu inanılmaz. Buların hepsini, sana Torunlarımı anlatmayışımdan çıkardın. | Open Subtitles | لقد أزلتَ كلّ هذا عنّي دون أن تذكر أمر أحفادي |
Torunlarımı, Oregon'a götürüyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً، انت ستأخذ أحفادي في رحلة إلى أوريغون |
Biz eşit ücret alamayacağız, torunlarımın torunlarının zamanında bile, mevcut sistemde. | TED | لن نحصل على أجرٍ متساوٍ في حياة أحفاد أحفادي في ظل النظام الحالي. |
Bana torunlarımın ne kadar zengin olacaklarını salladıkları onca zaman birde yedek planları varmış | Open Subtitles | ارأيت كل هذا الوقت كانوا يخبروني كم سيصبح أحفادي أغنياء ولكنهم كانوا يخططون من وراء ظهري |
Marie, oğlun artık kendi torunlarımla konuşmamı istemiyor, buna ne dersin? | Open Subtitles | ابنك لا يريدني أن أتكلم مع أحفادي -هذا ليس ما قلته |
Dengemi geri kazanmazsam, harika torunlarıma hentbol oynamayı nasıl öğreteceğim? | Open Subtitles | إن لم أستعِد توازني، فأنَّى لي أن أعلِّم أحفادي الرائعين كيف يلعبون كرة اليد؟ |
Rahatla, benim 5 çocuğum 12 torunum ve 4 torunumun çocuğu var. | Open Subtitles | و 12 حفيدا و 4 أولاد أحفادي و لقد ربيتهم كلهم |
torunlarımdan hiçbiri daha önce hikayelerimden birini beğenmemezlik yapmamıştı. | Open Subtitles | لا أحد من أحفادي لم تعجبه قصة من قصصي من قبل |
Gloria ve Preston neredeyse çocuk yapmaya hazırlardı... torunumu. | Open Subtitles | كانَ غلوريا و بريستون شِبه مُستَعِدين لإنجاب الأطفال أحفادي |