| Hey, çocuklar. Bizi Gizemli Diyar'a götüreceğini söylemiştin. | Open Subtitles | مرحبا يا أولاد لقد أخبرتنا بأنك سوف تأخذنا إلى جزيرة اللأغاز المرحة |
| Jimmy, katil palyaçodan çocukları kurtaranın sen olduğunu söylemiştin bize. | Open Subtitles | لقد أخبرتنا بأنك أنقذت الأطفال من المهرج القاتل |
| Ama bize, ortağa ihtiyacın olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لكنك أخبرتنا بأنك لا تحتاج إلى شركاء |
| İkincisi, bize resim yapamadığınızı söylemiştiniz. | Open Subtitles | ثانياً, لأنك أخبرتنا بأنك لا تستطيع الرسم. |
| Bu sabah Doug McClain'in yanında olmadığınızı söylemiştiniz. | Open Subtitles | لأنك أخبرتنا بأنك لم تكن بقرب " داغ ماكلين " هذا الصباح |
| Taş Değirmen için kendini affettirmek istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتنا بأنك أردت تعويضنا عما حدث في (ستون ميل) |
| Taş Değirmen için kendini affettirmek istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتنا بأنك أردت تعويضنا عما حدث في (ستون ميل) |
| Bize tek kendinin olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتنا بأنك فريد من نوعك |
| - Dünya turu yaptığını söylemiştin. | Open Subtitles | -لقد أخبرتنا بأنك طفت العالم |
| Bu yüzden ruhunuzu şeytana sattığınızı söylemiştiniz. | Open Subtitles | ولذلك أخبرتنا بأنك قد بعت روحك للشيطان |
| Henry Williams'i hiç duymadığınızı söylemiştiniz, cinayet soruşturmasındaki baş şüphelimizi. | Open Subtitles | لقد أخبرتنا بأنك لم تسمع (شيء عن (هنري ويليامس المشتبه به الرئيسي في تحقيق القتل |