Bana söylediğin her şeye inandım, ve istediğin her şeyi yaptım. | Open Subtitles | أتعلم، لقد صدقت كل شيء أخبرتني به وفعلت ما طلبته مني |
Ve o gece söylediğin şeylere inandım. | Open Subtitles | وكل ذلك الهراء الذي أخبرتني به في تلك الليلة بالبيت، لقد صدقته |
Evet, geçen yılki seçmelerde de öyle demiştin. | Open Subtitles | نعم، هذا هو ما أخبرتني به في تجارب السنة الماضيه |
Bak ne duyduğumu biliyorum, ve iç güdülerimin bana ne söylediğini... Aşağıda onlarca Lykan olabilir. | Open Subtitles | اسمع اعلم ماذا سمعت واعلم أيضاً ما أخبرتني به معدتي |
Bana söylediklerini yaptım. İşe yaramaması benim suçum değil. | Open Subtitles | لقد فعلت ما أخبرتني به إنها ليست غلطتي إنه لم يفلح |
İçeri girdiğinde söylediği ilk şey o günün doğum günüm olduğuydu. | Open Subtitles | أول شيء أخبرتني به عندما أتت قالت لي بأنه يوم ميلادك |
Bana söylediğine göre ruhunu sattın. | Open Subtitles | بعت روحك، هل تتذكّر؟ ذلك ما أخبرتني به |
Çünkü çıkmaya başladığımızda, bana öyle söylemiştin. | Open Subtitles | لأن هذا ما أخبرتني به عندما بدأنا نتواعد |
Bana söylediklerin içinde doğru olan bir şeyler var mıydı? | Open Subtitles | هل هنالك أي شيء أخبرتني به يمت للصدق بصلة؟ |
Bana anlattıklarına göre, mecliste biz her ne istersek isteyelim, verilmesini sağlayan bir komplo ekibi var. | Open Subtitles | بقدر الذي أخبرتني به يبدو أن هناك مؤامرة شريرة بين الكيريا الهدف كان أن يعطونا كل شيء أردناه |
Jason ve annesi hakkında söylediğin her şey için teşekkür ederim ama gerçekten düşünüyor musun... | Open Subtitles | أقدر لك كل ما أخبرتني به عن جايسن وأمه لكن أتعتقد فعلاً |
Meslek günü okulda bana söylediğin şey. | Open Subtitles | ما أخبرتني به ذاك اليوم في المدرسة من أجل اليوم المهني |
"Öldürmeyeceğim." Bana böyle demiştin. | Open Subtitles | لن أقتل أحد ، ذلك ما أخبرتني به |
Şu yerin adı ne demiştin? | Open Subtitles | ماهو اسم ذلك المكان الذي أخبرتني به ؟ |
Senin, onun hakkında söylediklerini, ve onun bana neler söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | ولكني أعرف ما أخبرتني به عنه، وأعرف ما الذي أخبرني |
Bana ne söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | لقد أخبرتك ذلك أعرف ما أخبرتني به |
Bana söylediklerini yaptım ve kendime güvenerek konuşmaya başladım hatta konudan anlamasam bile. | Open Subtitles | فعلت ما أخبرتني به وبدأت أقول كلّ شيء بثقة حتى لو لم تكن لدي المعرفه |
söylediklerini dikkate alırsak, çocuğun hayatı tehlikede. | Open Subtitles | وبالنظر لما أخبرتني به هذا الولد مستقبلة على الحافه |
Annemin onun hakkında tek söylediği şey ailesinin çok fakir olduğuydu. | TED | الشئ الوحيد الذي أخبرتني به والدتي عنه هو أن أسرته كانت فقيرة جداً. |
Bana söylediğine dayanarak şuna varıyoruz; | Open Subtitles | من خلال ما أخبرتني به نحن نتعامل مع |
Ama bana geçen gün kendini suçlu hissettiğini söylemiştin ya bunu kendini yapmaya devam edemezsin. | Open Subtitles | لكن ما أخبرتني به ذلك اليوم عن كونك تشعرين بالذنب لا يجب ان تبقى في عقلكِ |
Bana dün gece söylediklerin hakkında düşünüyordum. | Open Subtitles | كُنت أفكر بما أخبرتني به الليلة الماضية. |
Senin bana anlattıklarına göre babasının onu dövmesi yada küçük düşürmesi hatta ikisine birden maruz kalması psikolojik bir travmaya yol açabilir. | Open Subtitles | عليا معرفة من هذا المهرج عليّ معرفة الغرفة المدمرة أعتقد أنه ومما أخبرتني به أن الأب عاقبه |
Bana söylediklerinden sonra, sınıfa gelip gelmeyeceğini bilemedim. | Open Subtitles | لم أعرف إن كنت ستأتي للكشف مرة أخرى بعد ما أخبرتني به |