Bunların sadece söylenti olduğunu söyledim, sağ kalmalarının neredeyse imkansız olduğunu. | Open Subtitles | أخبرته أنها مجرد شائعات وأن فرص النجاة عملياً ليس لها وجود |
Bunun için de ona, bir filmin yönetmeninden, tek gecelik bir ilişkiden olduğunu söyledim. | Open Subtitles | . . لذا أخبرته أنها ابنة رجل آخر مخرج في فيلم , ليلة عابرة |
Eğer onun çocuğunu taşıdığımı bilirse, hepinizi bırakmak zorunda hissedecekti... ve ben bunu kaldıramazdım onun için de başkasından olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لوأنهعرفأنهذهابنته , لكانسيهجركمجميعاً, و لم استطع قبول هذا لذا أخبرته أنها ابنة غيره |
Doktordan yardım istediğini söylediğinde gerçekten bunu demek istemiş miydi? | Open Subtitles | هل قصدت ما قالته عندما أخبرته أنها تريد المساعدة |
17 yaşındaki oğlunuzun çocuğunu doğuracağını söylediğinde terk ettiği kız. | Open Subtitles | الفتاة التي تخلى عنه ابنك ذو الـ17 عاماً عندما أخبرته أنها سترزق بابنه؟ |
- Benim mi? Evet. Bunun kötü bir fikir olduğunu söyledim ama dürüst olmak gerekirse, çaresizim. | Open Subtitles | أجل، أخبرته أنها فكرة سيئة، ولكن لأكون واضحة، فأنا يائسة |
Onunla akraba olmayan kadınlarla bu şekilde konuşmasının günah olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرته أنها خطيئه التحدث بهذا الشكل لامرأه لا تقربه |
Ona, her zaman çok uzakta olma nedeninin benim hatam olduğunu söyledim, ve o dedi ki, | Open Subtitles | لقد أخبرته أنها أغلطتي أنكَ دائماً بعيد، و هو قال، that you were always so far away, and he said, |
İşbirliği yapan Meksikalı bir özel ajan olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنها كانت عميلة سرية مكسيكية متعاونة... |
Onun travesti olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنها مخنثة |
- Ona lanetli olduğunu söyledim. | Open Subtitles | -أجل, لقد أخبرته أنها مُطاردة . |
- Ona, senin için olduğunu söyledim Johnny. | Open Subtitles | - أخبرته أنها لك يا (جوني) |
Şunu belirtmekte fayda var ki Michael'a bakire olduğunu söylediğinde Michael böyle bir tepki vermemişti. | Open Subtitles | يجدر الملاحظة أن ردة فعل (مايكل) لم تكن هكذا عندما أخبرته أنها عذراء |