Lütfen bir şey söyleyin. | Open Subtitles | أرجوكم أخبروها الأمر سيأخذ منّي ساعات لإعادتها |
Fikrimi değiştirdiğimi söyleyin, mavi elbise güzel. | Open Subtitles | أخبروها أني غيرت رأيي الفستان الأزرق لا بأس به |
Onunla konuşun, çocuklar. Bu sene gitmek istemediğinizi söyleyin. | Open Subtitles | تحدثوا إليها يا رفاق أخبروها أنكم لا تريدون الذهاب هذا العام |
Eşi de bilmiyor efendim, ona ne hakkında olduğunu anlayacağını söylemişler. | Open Subtitles | الزوجة لا تعلم حتى، سيدي أخبروها بأنه سيفهم عن ماذا ذلك |
Çünkü ona öyle söylemişler. | Open Subtitles | لقد عرضوا عليها طفلة ميتة و أخبروها أنها اٍبنها |
Kıza duygusal reaksiyonların kesinlikle mantıksız olma gibi bir yönü olduğunu söyleyin ya da aptalca. | Open Subtitles | ليست مرعوبةً بما يكفي أخبروها أنّ ما يميّز ردود الفعل العاطفيّة هو أنّها بالتعريف لا عقلانيّة |
Kızı korkutuyorsunuz, ona sadece düzeltebileceğim şeyleri söyleyin. | Open Subtitles | إنّها مرعوبةٌ يا قوم، أخبروها بشيءٍ يمكنني إصلاحه |
Onu tekrar görürseniz, röntgen ışınlı gözlükler için özür dilediğimi söyleyin. | Open Subtitles | إذا رأيتماها ثانية أخبروها أننى اسف بشأن نظارات أشعة إكس |
Dedektif Parker'ı görürseniz ona morgda aradığı şeyin bende olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | أخبروها انه لدي ماكانت تبحث عنه في المشرحة |
Göreve döndüğünde ona ofiste kalmasını söyleyin. | Open Subtitles | عندما تعود أخبروها أن تبقى في المكتب |
Ona yakında döneceğimi hediye getireceğimi söyleyin. New Orleans'tan minik güzel bir hatıralık hediye. | Open Subtitles | أخبروها أنّي سأعود لها قريبًا بهديّة، تذكار صغير وجميل... |
Dedektif Russell'ı arayın ve benimle Grant'ın evinde buluşmasını ve yanında destek ekibi getirmesini söyleyin. | Open Subtitles | اتصلوا بالمحققة (راسيل) أخبروها بأن تلاقيني في منزل (جرانت) وأخبروها بأن تحضر دعم معها |
- Burada değil, kendine gel.. - Ona burada olduğumu söyleyin.. | Open Subtitles | إنها لم تأت بعد- أخبروها أني هنا- |
Babasının onu sevdiğini söyleyin. | Open Subtitles | قولوا لها... أخبروها والدها يحبها... |
Ona da sesini kesmesini söyleyin. | Open Subtitles | أخبروها أن تصمت هي أيضاً |
Rahibeler, anneme sizinle oynadığımı görürlerse onu kovacaklarını söylemişler. | Open Subtitles | والراهبات أخبروها إن رآوني العب مع الأطفال فسيعاقبونها بالطرد |
Artık ona bakamayacağımı söylemişler. | Open Subtitles | أخبروها بأنني لن أتمكن أن أكون جليستها بعد الآن |
Bilmiyorum, bilmiyorum. Ayrıca bir kamera da eklediklerini söylemişler, bunu göze alamayız. | Open Subtitles | لا أعلم، لا أعلم لقد أخبروها أيضاً بأنها مجهزةً بكاميرا |
Kendisine okuduğu lisede, vajinasını sevemeyeceğini, Bunun yasal olmadığı, ahlaki olmadığı, Bunun iyi birşey olmadığını söylemişler. | TED | أخبروها بأنها لم تتمكن من حب مهبلها في المدرسة الثانوية، لم يكن هذا شيئاً قانونياً، لم يكن شيئاً أخلاقياً، لم يكن هذا شيئاً جيداً. |
Ona, evrenin hizaya gireceğini ve doğru yo... yolda olduğumuzun ortaya çıkacağını söylemişler. | Open Subtitles | ...لقد أخبروها أن البشر سيحتشدون ويعلنون إننا على الطـ.. الطريق الصحيح |
Bahçeye gömmesine söylemişler. | Open Subtitles | أخبروها بأن تدفنهُ في الحديقة. |