| söyle böyle muamele etmeye devam etsinler yoksa onlara anında hayatı zindan ederim. | Open Subtitles | أخبريهم أنه من الأفضل يستمروا في معاملتك حسناً أو سأجعل الحياة مزعجة جداً لهم قريباً |
| Şu anda salin dolu açık karnı ve iki asistanla ameliyathanede olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريهم أنه على الطاولة مع جراحان مقيمان و أن المحاليل الملحية تملأ أسفل بطنه |
| Evet, onlara dirilen birini saklamanın çok zor olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريهم أنه من الصعب إخفاء الأمر |
| İki zeytin, lütfen. Benim için olduğunu söyle onlar bilir. | Open Subtitles | زيتونتين، رجاء أخبريهم أنه لي، وسيعرفون |
| Onlara çok önemli insanların sofrasını süsleyeceklerini söyle. | Open Subtitles | أخبريهم أنه سيُقـَدّم لأشخاص مهمين جداً |
| Onlara söyle, çok önemli insanlara servis edilecekler. | Open Subtitles | أخبريهم أنه سيُقـَدّم لأشخاص مهمين جداً |
| Paul Lucas Bankası'nda bir soygun olacağını söyle. | Open Subtitles | أخبريهم أنه يكون هنالك سطوٌ "على مصرف "لوكاس اوف بال |
| Paul Lucas Bankası'nda bir soygun olacağını söyle. | Open Subtitles | أخبريهم أنه يكون هنالك سطوٌ "على مصرف "لوكاس اوف بال |
| Acil durum olduğunu söyle. Onlara soyulduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبريهم إنها حالة طارئة ...أخبريهم أنه تم سرقتي بواسطة |
| Ona zarar vermemelerini söyle. | Open Subtitles | أخبريهم أنه يجب أن لا يلحق به أي أذى |
| Sen söyle Iütfen, sen söyle, bir hata yapıyorlar. | Open Subtitles | أخبريهم أنه خطأكِ |
| - söyle. söyle lütfen. | Open Subtitles | أخبريهم.أخبريهم.أنه دورك الآن |
| Onlara benim hatam olduğunu söyle, tamam mı? | Open Subtitles | أخبريهم أنه خطأي, اتفقنا؟ |
| Onlara benim hatam olduğunu söyle, tamam mı? | Open Subtitles | أخبريهم أنه خطأي, اتفقنا؟ |
| Onlara endişelenecek bir şey olmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبريهم أنه ليس هناك داعٍ |
| söyle onlara randevu alabilirler. | Open Subtitles | أخبريهم أنه يمكنهم تحديد موعد |