elimdeki tüm parayı bu iş için verdim- annem, kardeşlerim hepsi evde perişan | Open Subtitles | لقد نفذت الاموال التي عندي في الموطن الأصلي أمّي و كلتا أخواتي قلقات. |
kardeşlerim benden iyi bir evlilik yapmamı bekliyorlar, hayatları buna bağlı. | Open Subtitles | أخواتي في حاجة لي لإجراء زواج ناجح، احتمالاتهم تعتمد على ذلك |
Ailemde beni cesaretlendiren erkekler var, üvey erkek kardeşlerim ve üvey kız kardeşlerim. | TED | حسنًا، هناك رجال في عائلتي يشجعونني على المضي قدمًا: إخوتي غير الأشقاء وكذلك أخواتي غير الشقيقات. |
Fakat sonra teyzelerimden biri olan Auntie Okoi kız kardeşlerimi aldı. | TED | ولكن حينها قررت إحدى عماتي، عمتي أوكوي، أن تأخذ أخواتي. |
Aslında, kardeşlerime senin hakkında bir elektronik posta yazıyordum. | Open Subtitles | أنا فقط أكتب رسالة الى أخواتي عنك, في واقع الأمر |
kardeşlerimin okuduğunu görmekle dileğimin gerçek olduğunu düşünüyorum. | TED | وإن لم يكن ممكنا أن أتعلم، حين أرى بعضا من أخواتي يتعلمن، فقد تحققت أمنيتي. |
Neşelen küçük kardeşim. Bu gece eğleneceğiz. | Open Subtitles | إبتهجن يا أخواتي الصغيرات لنستمتع بالحياة الليلة |
Çocukların, kardeşlerim olan insanların yüzüne bakmak istemiştim... | Open Subtitles | أردت أن أنظر إلى وجوه الناس الذين أطفالهم هم إخواني و أخواتي |
kardeşlerim. Delen Ayı, Küçük Geyik ve Mısır Kadın. Sanırım buradalar. | Open Subtitles | "أخواتي "الدب الحفار"و الآيل الصغير" و "المرأة الذرة أعتقد أنهم هنا |
Ve bütün kardeşlerim güldü. Caroline bana baktı, gülümsedi ve şöyle dedi : | Open Subtitles | وكُلّ أخواتي ضَحكنَ، وكارولين وإبتسمَ وقالَ: |
Sadece dedi ki, kız kardeşlerim kaçmamışlar, ve asla kurdun çağrısına yanıt vermemişler. | Open Subtitles | حتى لايهربن أخواتي ولذلك لايردون أبداً على نداء الذئب |
Dizlerinizin üzerine çöküp kıç yalamaya son vermedikçe hepiniz kız kardeşlerim olacaksınız. | Open Subtitles | لأنه طالما أنك تنحني على ركبك الجمهورية هذه و تلعق قضيباً يا عزيزي كلكم أخواتي |
Yakında kardeşlerim kayıp olduğumu fark edecekler. Onlara nerde | Open Subtitles | أخواتي سيدركنَ أنني مفقودة قريباً لذا يجب أن أجعلهم يعلمون |
Başka şansım yok. yoksa, kardeşlerim de aynı hatayı yapıp resmin içine hapsolabilirler. | Open Subtitles | ليس لديّ أي خيار آخر عدا ذلك، سيفعلنَ أخواتي |
Liseyi bitirdikten sonra kız kardeşlerimi, üvey kız kardeşimin yaşadığı Nairobi'ye götürdüm. | TED | عندما أنهيت مسيرة المدرسة الثانوية، نقلت أخواتي إلى نيروبي للعيش مع أختي غير الشقيقة. |
Eğer insan olursam babamı ve kardeşlerimi asla göremeyeceğim. | Open Subtitles | إذا أصبحت إنسانة, لن أكون مع أبي و أخواتي مرة أخرى. |
kardeşlerime ve kuzenlerime bakıyorum, -- dediğim gibi, bizden çok var -- ve öğretmenler, müzisyenler, yatırım fonu yöneticileri, tasarımcılar görüyorum. | TED | أتأمل في أخواتي وأبناء عمومتي-- وكما قلت، هناك الكثير منا -- وأرى المعلمين والموسيقيين، مدراء صندوق هيدج، المصممين. |
Ama hâlâ kardeşlerimin neden gelemediğini anlamış değilim. | Open Subtitles | لكنني ما زلت لا أفهم سبب عدم قدرة أخواتي على المجيء |
Kız kardeşim burada ve hastalığının ne olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | لأنّ أخواتي هنا و هم لا يعرفون ما هي مشكلتها؟ |
Demek, Majesteleri Kral Henry'nin bir eşe ihtiyacı var ve kız kardeşlerimle ilgileniyor. | Open Subtitles | ..إذا صاحب الجلالة الملك هنري على قيد الحياة وقد شد أنتباهه أخواتي |
Üvey kızkardeşlerim? Takım çalışmasını güzel bir işte ortaya çıkardı. | Open Subtitles | أما أخواتي النصف شقيقات لأول مرة يعملن معاً كفريق واحد |
Kız kardeşlerimden biri geldi, ailece yemek yiyoruz. | Open Subtitles | أحدى أخواتي حضرت هنا ونقيم لها مأدبة طعام عائلي كبير |
Öylece oturup hiç birşey yapmadan kızkardeşlerimin ölümünü izleyemezdim. | Open Subtitles | لم أستطع التراجع ومشاهدة أخواتي يقتلون ولا أفعل شئ |
Belki bekar kızkardeşlerimden biriyle tanışmak istersen? | Open Subtitles | ربما تودُّ مقابلة إحدى أخواتي العازبات |
Affedersiniz, rahibeler. Protestanlar ele avuca sığmıyor, biliyorsunuz. | Open Subtitles | عذراً، أخواتي نحن نعتذر منكن |