Ama şunu anlamalısınız. Bu bir felsefe, ya da edebi teori ya da benim hikayem değil. | Open Subtitles | لكن أن تفهم أن هذه ليست نظرية فلسفية أو أدبية |
Ama sizin de anlamanız gereken, bu bir filozofi ya da edebi bir kuram ya da bir öykü değil. | Open Subtitles | لكن أن تفهم أن هذه ليست نظرية فلسفية أو أدبية أو قصة بالنسبة لي إنها حياتي |
onun yerine sinemasal ufkunu genişletmek ve bir eğlence parkı uyarlaması yerine önemli bir edebi yapıttan uyarlama bir filmi seçmek istemez misin? | Open Subtitles | ألا تفضلين أن توسعي آفاقك السينمائية و تختارين فيلماً مأخوذاً عن قصه أدبية و ليس مجرد نزهه ترفيهية؟ |
Burada evrenin batısında görüp görebileceğiniz en büyük edebiyat koleksiyonu mevcut. | Open Subtitles | تحوي أضخم تشكيلة كتب أدبية في الكون الغربي. |
Dinleyin, haftaya Çarşamba yapacak daha önemli bir işiniz yoksa kız kardeşimle birlikte gelenek hâline getirdiğimiz edebiyat toplantısını yapacağız. | Open Subtitles | أسمع , إن لم يكن لديك شيءٌ تفعله في الأربعاء المقبل أنا وأختي سنقيم جلسة أدبية أنه نوعٌ ما كتقليد لدينا |
Ama soruyorum, edebiyat tarihindeki en aşırı lezzetli skandal nedir? | Open Subtitles | ولكني أسئل,ما هي أروع مقالة أدبية فاضحة في التاريخ؟ |
Sonra yeni şahsi kütüphanem için kendime yeni klasör etiketleri aldım ve açıkçası edebiyattan da pek anlamam. | Open Subtitles | ثم دللت نفسي ببطاقات فهرسة جديدة من أجل مكتبتي الخاصة، وبصراحة، ليست لدي فطنة أدبية كبيرة. |
Romantizm, insanların sıra dışı kararlar verdiği ve bu yüzden şan kazandıkları bir dönem ve edebi bir akımdı. | Open Subtitles | الرومانسية كَانتْ فترة زمنية وحركة أدبية.. حيث هناك من اتخذ القرارات الإستثنائية وأصبحَ عظيماً بسبب ذلك. |
Büyük edebi hırsları olan güzel spor ceketli iğneleyici eleştiriler yapan keskin gözlü yetenekli bir yazarsın? | Open Subtitles | مع أعين صارمه وطموحات أدبية كبيرة وسترة رائعة جداً يمكن أن يتحول إلى ناقد اجتماعي لاذع؟ |
edebi günlüğün editörü olarak çok meşgul ve ulaşılması imkansız. | Open Subtitles | كمحررة فى مدونة أدبية إنها مشغولة وصعب العثور عليها |
Üzgünüm, ama edebi günlüğe bakıyorum... - ...ve standartlarımız var. | Open Subtitles | آسفة لكنى أدير مدونة أدبية ولدينا معايير |
Daha önce yapılmış yani. - Tek kelime yazmadan edebi devrim. | Open Subtitles | سنقوم بعمل ثورة أدبية دون كتابة كلمة واحدة |
Dünyaya on bir yaşından beri hazırlandığım şeyi vereceğim Portnoy'un Feryadı'ndan beri çıkan ilk gerçek, edebi erotik romanı. | Open Subtitles | سأعطي العالم ما كنت أحضّر له منذ أن كنت بعمر الحادية عشر أول رواية أدبية شهوانية |
Öyle olsa bile bunun hukuki, sanatsal veya edebi değeri olmadığını kanıtlamanız gerek. | Open Subtitles | حتى لو كانت كذلك، لا يزال عليك إثبات بأنها لا تملك قيمة قانونية أو فنية أو أدبية |
Gordian Knot'da yazdım. Okulda çıkan edebi bir dergi. | Open Subtitles | لقد كتبت لصحيفة"جورديان نوت", وهي كانت صحيفة أدبية في الكلية. |
Hatta, ufak bir edebiyat dergisi olan bir arkadaşım var ve bunu, ona yollamak isterim. | Open Subtitles | في الواقع, لدي صديق يملك مكتبة أدبية صغيرة. وأود أن أرسل القصة له. |
Aslında edebiyat hakkinda sormuştum, ama bu da tatlıydı | Open Subtitles | لقد كنت في الواقع أسأل عنه من ناحية أدبية لكن، كان هذا لطيف جدّاً |
Aslında posta kutuma geldi, bir mektup şeklinde. Yazdığım kısa bir hikâye için büyük bir edebiyat ödülü kazanmıştım. | TED | في الواقع، جاء إلى صندوق بريدي على هيئة رسالة ذكر فيها أنني قد حصلت على جائزة أدبية عملاقة لقصة قصيرة كنت قد كتبتها في الماضي. |
İlk kez 1866 yılında bir edebiyat dergisinde seri olarak yayınlanan roman, Saint Petersburg'da genç bir hukuk öğrencisi olan Rodion Romanovich Raskolnikov'un hikâyesini anlatıyor. | TED | نُشرت لأول مرة في مجلة أدبية عام 1866، تحكي الرواية قصة روديون رومانوفيتش راسكولنيكوف، طالب قانون شاب في سانت بيترسبيرج. |
Orijinal taslağın kopyaları yeraltı edebiyat çevrelerinde yayılırken sonunda 1960'larda sansürlü bir baskısı çıktı. | TED | إلى أن تم طباعة نسخة معدلّة تحت إشراف الجهات الرقابية في الستينيات وبينما استمرت النسخة الأصلية بالتداول في أوساط أدبية سريّة. |
Benim stajyerliğim için bir edebiyat ajansı. | Open Subtitles | إنها وكالة أدبية من أجل فترة التدريب |