Başta zayıflık olarak düşündüğünün naziklik olduğunu fark ettin ve ondan hoşlanmaya başladın. | Open Subtitles | أوّل ما فكّرتِ به أنّه كان ضعيفاً ثمّ أدركتِ أنّه لطيف، ووقعتِ في حبّه |
Ama annemin kolay bir hedef olduğunu mu fark ettin? | Open Subtitles | لكنّكِ أدركتِ أن والدتي كانت هدفًا سهلاً؟ |
Yolda giderken, yaklaşık bir saat sonra birden kulak ağrının geçtiğini fark ettin. | Open Subtitles | لابد أنه قد مرت ساعة بعدها، عندما كنا على الطريق، أدركتِ فجأة أن آلم إذنك قد تلاشى. |
Bu adamın John Sommersby olmadığını ne zaman fark ettiniz? | Open Subtitles | ومتى أدركتِ أن هذا الرجل ليس جون ساميز بي ؟ |
Bu kasabada bir tane bile insan olmadığını fark ettiniz mi? | Open Subtitles | هل أدركتِ أننا لم نرى شخص واحد في هذه البلدة؟ |
Hiçbir zaman bir evin, bir kocan, çocukların, bir bebeğin... - ...olamayacağının farkına vardığını hatırlamıyor musun? - Evet, hatırladım. | Open Subtitles | -أتذكرين أنكِ أدركتِ أنه لا يمكنكِ أن تحظي بمنزل, ولا زوج, ولا طفل؟ |
Evet, muhtemelen iyi değil de saygın bir kemancı olmanın ne kadar çaba gerektirdiğini daha yeni fark ettin ve artık çile çekmeye değer olduğundan yeterince yetenekli olduğundan, baskıyı kaldırabileceğinden emin değilsin. | Open Subtitles | نعم, على الأرجح أدركتِ العمل الشاق الّذي يتطلب... لكي تصبحي عازفة كمان. ناهيكِ عن عازفة متمكّنة. |
Bu olağanüstü yeteneğe sahip olduğunu ilk ne zaman fark ettin? | Open Subtitles | متى أدركتِ بأنّ لديك موهبةٌ إستثنائية؟ |
O zaman fark ettin... Sen Raj'a âşık olmuştun nişanlına değil. | Open Subtitles | عندئذٍ أدركتِ أنكِ وقعتِ في حب (راج) |
Siz de mi o zaman gerçeği fark ettiniz? | Open Subtitles | أعندها أدركتِ الأمر؟ |
Bayan Barker, arabanızın çalındığını ne zaman fark ettiniz? Bu sabah. | Open Subtitles | يا سيدة (باركر) , متى أدركتِ بأنّ السيارة مفقودة ؟ |
Danny'den hoşlandığının sonunda farkına vardığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | مهلاً ، هل تقولين بأنكِ أخيراً أدركتِ بأنكِ تُحبين (داني)؟ |