Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. | TED | حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل. |
Ona aşık olduğumu fark edip seni bırakıp onunla kaçabilirim. | Open Subtitles | ربما قد أدرك أني واقعة في الحب معه ونهرب بعيداً . |
Hala yalnız olduğumu fark edene kadar. | Open Subtitles | حتى أدرك أني مازلت وحيدة |
Castle davası çoğu açıdan bir felaketti ama işimde harika olduğumu fark etmemi sağladı. | Open Subtitles | قضية كاسل كانت (كارثة) من نواح عدة لكنها جعلتني أدرك أني بارع في عملي |