| Kendine örnek alabileceğin anne babanın sorunlu olduğunun farkındayım tamam mı? | Open Subtitles | أنا أدرك أنّك لم تحظى بقدوة تتطلع إليها ، حسنٌ ؟ |
| Bir kurt olarak doğmadığının farkındayım ama hiç değilse kurt gibi davranamaz mısın? | Open Subtitles | أدرك أنّك لم تولد ذئباً، لكن ألّا يمكنك على الأقل أن تتصرف مثلهم؟ |
| Zor bir dönemden geçtiğinin farkındayım ama gerekirse şirket sana daha fazla zaman verecek. | Open Subtitles | أدرك أنّك تمرّ بمحنة صعبة ولكنّ الشركة مستعدة أن تمنحك وقتاً إضافياً إذا كان ذلك ضرورياً.. |
| Bak, bize karşı olan her şeyden dolayı kızgınsın anlıyorum. | Open Subtitles | انظر، أدرك أنّك غاضب علينا حيال كلّ شيء. |
| Zor bir zaman geçirdiğini anlıyorum. | Open Subtitles | إنّني أدرك أنّك تواجهين وقتاً عصيباً؟ |
| Ne kadar zor bir durumda olduğunuzun farkındayım. | Open Subtitles | أدرك أنّك في موقف صعب جدا |
| Yaptım çünkü bunu yapmanız gerektiğine olan inancınızı anlıyorum. | Open Subtitles | -فعلتُ ذلك لأنّني ... أدرك أنّك تشعرين بحاجة لفعل هذا |
| Bana karşı hisleri olduğu için seni terk etti diye kızgınsın, anlıyorum. | Open Subtitles | أدرك أنّك غاضب لأنّ (إيلينا) انفصلت عنكَ لمشاعرها نحوي |
| New Orleans'da bir topluluğu büyütmeni anlıyorum. | Open Subtitles | أدرك أنّك ترعى مجتمعًا هنا في (نيو أورلينز). |
| Anladığınızı anlıyorum. | Open Subtitles | أدرك أنّك لا تفهم الأمر. |
| Ama senin de bir şekilde ünlü olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | -لكنّي أدرك أنّك مشهور بعض الشيء ... |