Işıkları yakmaya çalışmaya öyle dalmışım ki merdivenden düşürmek üzere olduğumu fark etmedim. | Open Subtitles | كنتُ منشغلةً جدّاً في إشعال المصابيح، فلم أدرك أنّي على وشكِ إسقاطها عن السلّم. |
Ama sonra ateş bile yakmaktan aciz olduğumu fark ediyorum. - Her köylünün yapabildiği bir şey bu. | Open Subtitles | ثمّ أدرك أنّي لا أجيد إضرام النار وهو عمل يمكن لأيّ فلّاح القيام به |
Ama sonra ateş bile yakmaktan aciz olduğumu fark ediyorum. - Her köylünün yapabildiği bir şey bu. | Open Subtitles | ثمّ أدرك أنّي لا أجيد إضرام النار وهو عمل يمكن لأيّ فلّاح القيام به |
Bu tecrübe bana hayatı birazcık yaşamam gerektiğini farkettirdi. | Open Subtitles | أتعلم أنّ هذه التجربة جعلتْني أدرك أنّي بحاجةٍ لأعيش قليلاً. |
Oğluma seni seviyorum demem gerektiğini de farkettirdi. | Open Subtitles | كما جعلتْني أدرك أنّي بحاجةٍ لأقول "أحبّك" لابني. |
Onu takip etmeye o kadar odaklandım ki, planın parçası olduğumu fark etmedim. | Open Subtitles | وكنتِ أركز على مطاردته ولم أدرك أنّي جزءاً من الخطة |