Adam işini yaptı. O köprüyü yakmanın anlamı yok. | Open Subtitles | الرجل أدى ما عليه لا داعي لحرق هذا الجسر |
Neyin yanlış gittiği konusunda hipotezleri olabilir ancak gerçekten neyin bu korkunç olaya sebep olduğunu bilmelerinin herhangi bir yolu yoktur. | TED | من الممكن أن يفترضوا ما الخطأ الذي حدث ولكن ليس لديهم فعلاً طريقة لمعرفة ما الذي أدى إلى تلك الأحداث المريعة. |
- Yardım ettiler zaten. Bak bu bizi nereye getirdi! | Open Subtitles | لقد حصلنا على مساعدتهم و إلى ماذا أدى ذلك ؟ |
Ve bu daha sonra görülmemiş ve beklenmedik ahlaki bir tartışmaya yol açtı. | TED | و هذا قد أدى إلى جدال غير مسبوق و غير متوقع جدال أخلاقي. |
Eddie, ayakkabı izlerini aldın mı? | Open Subtitles | أدى , هل حصلت على أثار الأحذية ؟ |
orduda değil ama babası ordudaymış ve darp yüzünden Chino da yatmış. | Open Subtitles | لم يكنْ في المسارِ العسكري ولكنَّ والدهُ كان, وقد أدى فترةَ عقوبةٍ |
Bu bulgu sonucunda bu malzemeyi göz içi lenslerde kullanmayı önerdi. | TED | وهذا الأمر أدى به إلى اقتراح تلك المواد كمادة جديدة للعدسات داخل العين |
Yani aşağı yukarı 10 bin yıl önce Karadeniz'de bir genimizdeki bir mutasyon sonucu mavi göz ortaya çıktı. | TED | فمنذ حوالي 10.000 سنة بجوار البحر الأسود، حدث لنا تحول واحد في جين واحد والذي أدى إلى العيون الزرقاء. |
Efendim, buraya gönderilmeme sebep olan o Adi suçu ...açıkça kabul ediyorum. | Open Subtitles | -سيدي! أنا أعترف بمحض إرادتي بالخطأالصغير... الذي أدى إلى إرسالي إلى هنا |
Annemin hastalanıp ölmesine sebep olan şeyin o olduğuna karar vermiştim. | Open Subtitles | كنت مقتنعة أنه كان السبب الوحيد الذي أدى إلى مرضها، وموتها |
Yaklaşık 64 yıl önce, görme engelli olmamla sonuçlanan 10 haftalık bir prematüre olarak doğdum. | TED | ولدت قبل الأوان بحوالي 10 أسابيع، مما أدى بي الى العمى قبل 64 عاماً. |
Fransa'daki seferleri ve İskoçya'ya vahşi istilası hazineyi tüketti, paranın değerini düşürerek ödeme girişimleri devamlı enflasyona neden oldu. | TED | حملته في فرنسا وغزوه الوحشي لإسكتلندا استنفذ خزينة الدولة، ومحاولته لتمويلها عن طريق تقليل العملة أدى إلى تضخم مستمر. |
Tek bildiğim cihaz yapması gereken şeyi yaptı. | Open Subtitles | ما أعرفه هو ان الجهاز أدى الوظيفة المتوقعة منه. |
Adam benim orda mükemmel iş yaptı. | Open Subtitles | فالرجل أدى عملا خرافيا فى أرضيه ظهر المركب |
Cadde Köprüsü'ndeki çatışmaya sebep olduğunu söyleyen bir haber alıyorum. | Open Subtitles | مما أدى إلى تبادل لإطلاق النار على جسر الشارع 59 |
Kariyerimiz için çabaladığı her şey beni bu ana getirdi. | Open Subtitles | كل ما عملنا لأجله خلال حياتنا المهنية أدى لهذه اللحظة |
Her alanda bilgi patlaması yaşandı, ama bu da karmaşıklığı arttırdı, uzmanlaşma getirdi. | TED | في كل حقل، وقد انفجرت المعرفة، ولكن ذلك أدى إلى تعقيد، وقد ضم التخصص. |
Bu canlı ilgi, bir düelloya yol açtı. Sonuç, resmi kayıtlara göre beraberlikti. | Open Subtitles | . هذا الإهتمام أدى لنزاع . و النتيجة تم تسميتها رسميا ، التعادل |
Hayatımın gecesi diyebilirim Eddie.. | Open Subtitles | كان وقت حياتي، أدى. |
Ancak oraya vardığında dondurucu soğuk yüzünden kırılmışlar. | Open Subtitles | وصل الى هناك فقط بسبب الوقت, الجو كان باردا هذا ما أدى الى كسر |
Göçmen topluluklar ve art arda ölen yaşlılar sonucunda ortaya çıkan zayıf arşiv kimin neye sahip olduğu konusunda karışıklık yaratıyordu. | TED | المجتمعات المهاجرة، والأجيال القديمة في مرحلة الزوال وبصورة حتمية سوء حفظ السجلات أدى إلى صراعات حول الملكية |
"olumsuz etkilerinin sonucu içine düştüğüm bu bir anlık hata... | Open Subtitles | قد أدى إلى ترك انطباعا سيئا لدى ما يسمون أنفسهم بالمثقفين |
Acele edin Adi beyin dersi başlamak üzere. | Open Subtitles | اسرع , درس السيد أدى على وشك البدأ |
15 dakika önce, bizden haberi olan bir narkotik polisi olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | قبل ربع ساعة، كنت أفكر في أنه الغبي الذي أدى إلى إنتشائنا |
İdam cezası ile sonuçlanan davanın kanıtlarını ben sundum. | Open Subtitles | أنا من أعطى الدليل الذي أدى إلى الحكم عليه بالموت |
En trajik olanı ise, ya teknolojik bir hata insan hayatı kaybına neden olursa? | TED | والأكثر مأساوية، ماذا لو أدى الإخفاق التقني إلى فقدان حياة إنسان؟ |
Harap olmuş şehrime baktığımda ister istemez kendime soruyorum: Bu anlamsız savaşa yol açan şey neydi? | TED | عندما أنظر إلى مدينتي المدمرة أسأل نفسي: ما الذي أدى إلى هذه الحرب التي لا معنى لها؟ |