- Ben tek başıma ona sahip olmak için uygunum. - Ve şatosuna, topraklarına... | Open Subtitles | انا وحدي المناسب لأخذ يدها وقلعتها، أراضيها |
Duyduğuma göre İsveç, topraklarına kimseyi adım attırmayacakmış. | Open Subtitles | سمعت أن السويد لن يسمحوا آذار/مارس أي شخص عبر أراضيها. |
Ailesi onun bu seyahati için bir inek ve birazda toprak satmıştı. | Open Subtitles | باعت عائلته بقرة وبعض من أراضيها لدفع أجرة رحلته |
ABD'ye ait 18,617 tane ada ve toprak parçası mevcut. | Open Subtitles | هناك 18617 جزيرة تابعة للولايات المتحدة و أراضيها |
Başrahipler kutsal hazineleri çarçur edip verimli toprakları da köylülere mi bıraksınlar? | Open Subtitles | الأديرة تُبدد ثرواتها الثمينة وتسلم أراضيها الخصبة للعبيد والجواري لقد وجدت الكتاب |
Hayrına toprakları geri verecek değil ya! | Open Subtitles | إنه لن يعيد لها أراضيها على سبيل الإحسان. |
Mühendisliğin, bir halkın kendi topraklarında yaşamasına ve milletler topluluğunun parçası olarak kalmasına imkan vermesi harika olmaz mı? | TED | لكن لن يكون من الرائع أن يكون هذا عجب الهندسة والسماح للشعب بالبقاء في أراضيها السيادية، وتكون جزءا من المجتمع الدولي؟ |
147 hükümetin imzaladığı uuslararası sözleşme olan 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sösleşme ve ayrıca uluslararası kuruluş BMMYK savaştan ve zulümden kaçan insanların topraklarına girişini karşılıklı olarak taahhüd eder. | TED | من خلال اتفاقية دولية وقعت من قبل 147حكومة ، وهي اتفاقية عام 1951 حول وضع اللاجئين، والمفوضية الدولية ، حددت أنه يجب على الدول المعاملة بالمثل للناس المتواجدين على أراضيها الذين يفرون من الصراع والاضطهاد. |
Babam bana Hindistan topraklarına bak demişti. | Open Subtitles | قال لي والدي ان الهند أراضيها... |
1911'de İtalya da toprak avına katılır. | Open Subtitles | بحلول 1911 بدأت إيطاليا بتوسيع أراضيها |
Örneğin, Odisha'da Başbakan Patnaik, aynı tasarıyı duyurdu: Yerleşim yerlerinde yaşayan herkes, toprak üzerinde hak sahibi olacak. | TED | مثلًا، في ولاية (أوديشا) أعلن رئيس الوزراء السيد (باتنايك) عن المشروع ذاته: أن كل من يعيشون في مستوطنات سيكون لهم حق البقاء على أراضيها |
Anladığıma göre Floransa, eğer kendi toprakları işgal edilmediği sürece, bir şey yapmayacak. | Open Subtitles | (فهمت منه أن (فلورينسيا لن تقوم بشيء إذا لم تغزا أراضيها |
Evet, kabile topraklarında kumarhane işletme ruhsatları var. | Open Subtitles | أجل، القبيلة لديها ترخيص لإدارة مطعم خارج أراضيها قمم الجبال |
İlk başta köylü kızlardı ama topraklarında asil kızlar da bulundu. | Open Subtitles | في البدء بنات الفلاحين لكن الان فتيات نبيلات إختفين أيضاً بالقرب من أراضيها |