Düşmanlarımızın bizden zayıf olmaları ya da topraklarını istememiz gibi. | Open Subtitles | مثلاً لأن أعداءنا أضعف منا أو أننا نريد كل أراضيهم |
topraklarını sattılar, eşlerinin mücevherlerini sattılar. Ve Global Horizons denen şirkete devasa istihdam ücretleri ödediler. | TED | باعوا أراضيهم و مجوهرات زوجاتهم، ليدفعوا الآلاف هي رسوم توظيفهم في شركة الآفاق العالمية. |
Onlar, topraklarını alıp üzerine yerleşen kişileri öldürdüler. | Open Subtitles | إنهم يقتلون الذين استولوا على أراضيهم وقاموا بالبناء عليها |
topraklarına el koy ve o aileyi ebediyen, kökünden kazı! | Open Subtitles | وصادر أراضيهم واقتلع جذور تلك العائلة للأبد |
toprakları, özellikle de dalgaları konusunda çok kıskanç davranıyorlar. | Open Subtitles | انهم عنصريون جدا بخوصو أراضيهم وامواجهم خصوصا |
Topraklarından zorla çıkartılırlarsa, nasıl tepki vereceklerini sordu. | Open Subtitles | كيف ممكن أن يتصرفوا إذا تم إجبارهم على ترك أراضيهم. |
Kuzeyliler, bu toprağı bizim hiç tanıyamayacağımız kadar iyi tanıyor. | Open Subtitles | الشماليون يعرفون عن أراضيهم ما لن نتمكن من معرفته إطلاقا |
Eğer insanların topraklarını kontrol edersek onları kiracı yapmış oluruz. | Open Subtitles | اذا ما تحكمنا فى أراضيهم سنجعلهم مستأجرين |
Şef diyor ki; insanları topraklarını kaybetmiş olabilir, ama ruhlarını değil. | Open Subtitles | الرئيسَ يَقُولُ بأنّ جماعته قد فَقدَوا أراضيهم ، لكنلَيسَتأرواحَهم. |
Halkının ruhlarını değil sadece topraklarını kaybettiğini söylüyor. | Open Subtitles | الرئيسَ يَقُولُ بأنّ جماعته قد فَقدَوا أراضيهم ، لكنلَيسَتأرواحَهم. وهو يَطلب مساعدتِكَ. |
Günahlarını itiraf ettiler ve topraklarını "Kutsal Kilise"nize tahsis ettiler. | Open Subtitles | لقد أعترفوا و قد تنازلوا عن أراضيهم لقداستكم |
topraklarını geri alabilmenin bir yolunu bulmak lazım. | Open Subtitles | يجب أن نصل إلى طريقة لنعيد إليهم أراضيهم |
Huzur dolu köylerinde yaşayan sıradan çiftçiler ve çobanlar, ellerine geçen yeni gücü kullanmaktan çekinmeyen yerel diktatörler tarafından, evlerini ve topraklarını terk etmeye zorlanıyor. | Open Subtitles | المزارعون والناس البسطاء من قرى مسالمة طُردوا من بيوتهم وطُردوا من أراضيهم بواسطة ملوك الحرب |
Yani diyeceğim, onların topraklarına izinsiz girdiğinizde, ...işler çok kötüye gidebilir. | Open Subtitles | أخبرنى إنه إن تخطيت أراضيهم فالآمور تصبح سيئة |
topraklarına ekledikleri tapuları insanların cesetlerinden topladı, hem de cımbızla çekercesine. | Open Subtitles | لقد أنتزع عقد أراضيهم من جثتهم بأيدى باردة. |
Kuzeydeki bazı klanlar, topraklarına barış getirmek için uğraşan bilge bir rahip grubu tarafından yönetiliyordu, | Open Subtitles | بعض العشائر بقيادة الحكيم درويدس راضون عن العمل في أراضيهم بسلام |
Sıradağların derinliklerine girdikçe, daha çok yerliye rastladık kendi toprakları olması gereken yerde, sığınacak bir çatıları bile olmayan yerliler. | Open Subtitles | كلما تعمقنا أكثر وأكثر فى الجبال كلما وجدنا مواطنين ليس لهم حتى سقف فى أراضيهم |
Ondan sonra iyi insanlar, toprakları ve ormanlarını savaşarak almak için geri döndü çünkü toprak ve ormanlar onlara aitti. | Open Subtitles | ثم عاد الشعب جيدا للكفاح من أجل أراضيهم وغاباتهم، لأنه كان ينتمي إليها. |
Topraklarından zorla çıkartılırlarsa, nasıl tepki vereceklerini sordu. | Open Subtitles | كيف ممكن أن يتصرفوا إذا تم إجبارهم على ترك أراضيهم. |
Boru hatta döşenmek üzere toprağı çalınan 3,000 çiftçiyi tazminat savaşı için çağırıyorum. | Open Subtitles | أدعو لتقديم تعويضات للـ 3 آلاف مزارع الذي سرقت أراضيهم لإفساح الطريق لخطوط الأنابيب |
Bay Wong, niçin Boğa Tepesi halkını... arazilerini bana satmamaya ikna ettiniz? | Open Subtitles | سيد "وونج" لماذا حرضت سكان "بول هيل" لرفض عروض بيع أراضيهم لى؟ |
Sence seni buraya, halkı tatlı dille arazilerinden kov diye mi çağırdım? | Open Subtitles | هل تعتقد أنّني أتيت بك إلى هنا لتخرجهم من أراضيهم بالكلام المعسول؟ |
Roy, tüm lnupiat'lara topraklarında sondaj hakkı için çok büyük paralar ödenecek. | Open Subtitles | روي يتقاضى المحليون راتبا ضخما مقابل حقوق التنقيب عن النفط في أراضيهم |
Kuşatma altına alınacak, topraklarının çoğunu kaybedecek ve ne Batı Şeria'ya ne de Kudüs'e ulaşma özgürlüğüne sahip olmayacaklardı. | TED | كانوا في طريقهم ليحاصروا، وتفقد الكثير من أراضيهم وليس لديها حرية الوصول ، إما إلى الضفة الغربية أو القدس. |