şimdi gördüm. Şuradaki büyük, parlak yıldız. | Open Subtitles | حسناً، أنا أراه الآن ذلك الكبير اللامع هناك؟ |
Evet, şimdi gördüm. | Open Subtitles | أجل، أراه الآن. |
- İşte orada. - Evet, şimdi gördüm. | Open Subtitles | ها هو - أجل، إني أراه الآن - |
- Tamam Şimdi görüyorum. Teşekkür ederim. - Rica ederim. | Open Subtitles | حسنا ، إنني أراه الآن ، أراه الآن ، شكرا على الرحب والسعة - |
- Tamam Şimdi görüyorum. Teşekkür ederim. - Rica ederim. | Open Subtitles | حسنا ، إنني أراه الآن ، أراه الآن ، شكرا على الرحب والسعة - |
Olağan dışı olaylar. Onu hemen görmem gerek. | Open Subtitles | الأمور غير العادية يجب أن أراه الآن |
Onu hemen görmem gerek! | Open Subtitles | أريد أن أراه الآن! |
Şimdi onu görüyorum. Orada durmuş birini bekliyor. | Open Subtitles | . أراه الآن يقف هناك منتظراً |
Saklanıyormuş, şimdi gördüm. Eşcinsel. | Open Subtitles | كان مختبئاً لكنني أراه الآن . |
şimdi gördüm. | Open Subtitles | أراه الآن |
Ama burada Şimdi görüyorum ki bir hiçmiş. | Open Subtitles | لكن وأنا أراه الآن إنه لا شيء |
Bugüne kadar görmemiştim ama Şimdi görüyorum. | Open Subtitles | لم أره قبل اليوم... لكني أراه الآن |
Hayır, ama Şimdi görüyorum. | Open Subtitles | كـلاّ، لكنّني أراه الآن |
- Orada. - Evet. Şimdi onu görüyorum. | Open Subtitles | ها هو - أجل، إني أراه الآن - |