Sadece korkmuş. | Open Subtitles | إنه أرتعب فحسب ، إنه... |
Çok korkmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد إنه أرتعب |
Bir kez olsun şu odaya girdiğimde dehşete düşeceğim bir şey görmeyeyim. | Open Subtitles | أتعلمون, لمرة واحدة أريد دخول هذه الغرفة ولا أرتعب. |
Bunun için dehşete kapıldığımı ya da senden korktuğumu söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | ليمكنني القول أني أرتعب منك أو أنّني أخافك؟ |
Biri evime girseydi, ben de korkardım. | Open Subtitles | سوف أرتعب أنا أيضاً إن اقتحم أحدهم منزلي |
Çocukken uçaktan korkardım. | Open Subtitles | عندما كنت طفلة كنت أرتعب من الطيران |
Korktuğumda acıkırım, biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أنّي أشعر بالجوع عندما أرتعب |
Korktuğumda, ve, sinirlerim bozulduğunda ben... alışverişe gidiyorum, alışverişe gittiğimde de, aptal ayakkabıları alıyorum, bütün bu çabam kendimi daha iyi hissettirmek için. | Open Subtitles | وعندها أرتعب وأتوتر وأذهب للتسوق |
Çok korkmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد إنه أرتعب |
Hep solmasından korkarak, gelebilecek sessizlikten dolayı dehşete düşerek. | Open Subtitles | أخشى دائما أن تختفي أرتعب إذا حل الصمت |
Bak, benim de arada durup ben ne yaptım diye düşündüğüm zamanlar oldu ve dehşete kapıldım. | Open Subtitles | - حقاً ؟ ستفعل , اسمع ... أنا لن أقول أنه لم تكن هناك لحظات فكرت فيها بما فعلنا وكنت أرتعب |
- Ben de korkardım. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | -نعم, انه كنت أرتعب من الطيران |
Eve dönmeyecek diye çok korkardım. | Open Subtitles | {\pos(192,200)}.وكنتُ أرتعب خشية ألّا يعود إلى البيت |