Süper iyi davrandın ki ben de seni mutlu etmek için, senin istediğin gibi davranayım. | Open Subtitles | أن تكونِ لطيفةً جدّاً و أن تذهب الأمور كما أردتِها أن تكون |
İşler istediğin gibi gitmediği için gerçekten çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف على هذه الأشياء التي لم تذهب بالطريقة التي أردتِها لهم |
Ve bu arada sen de hep istediğin o güzel lüks spor arabanın keyfini çıkarıp mutlu olmalısın. | Open Subtitles | في غضون ذلك فقط عليكِ أن تعملي مع هذه السيارة الرياضية التي أردتِها -هاهي، جميل |
İstediğin sonuçları getirdim, Carter. | Open Subtitles | حصلتُ على نتائج البحث التي أردتِها يا (كارتر). |
İstediğin hayatın böyle bir şey olmadığını biliyorum ama daha iyi olabilir burada. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}أعرف أنّها ليست الحياة التي أردتِها. {\pos(190,210)}.لكنّها يمكن أنْ تكون جيّدة |
Pan'ın lanetini durdurduğumda ve siz kasaba sınırını geçtiğinizde her zaman istediğin o hayata kavuşacaksın. | Open Subtitles | عندما أوقف لعنة (بان) و تتجاوزان حدود البلدة... ستحظين بالحياة التي لطالما أردتِها |