Ben onun şişman olmasını istemiyordum. | Open Subtitles | لم أرده ان يكون بدينا هكذا لم أرده أن يكون بدينا هكذا |
Bu söyledigim korkunç bir sey. Ölmesini istemiyordum elbette. | Open Subtitles | من الفظاعة أن أقول بأنني لم أرده أن يموت |
Ben özellikle saklamamanı istedim çünkü ortaya çıkmasını istemiyordum. | Open Subtitles | ولكني بطريقة واضحة لم أردك أن تحتفظ به لأنني لم أرده أن يتنشر وخمن ماذا؟ |
Ama bulduğumda da fark ettim ki kendi yolumdan olmasını istemiyormuşum. | Open Subtitles | وحين وجدته، أدركت أن... لم أرده أن يكون سبيلي. |
Kendi yolumdan olmasını istemiyormuşum. | Open Subtitles | لم أرده أن يكون سبيلي. |
O kocaman takma dişleriyle parmağımı ısırıp koparmasını istemedim. | Open Subtitles | لم أرده أن يعض أصابعى بواسطة أسنانه الاصطناعية الكبيرة |
O kocaman takma dişleriyle parmağımı ısırıp koparmasını istemedim. | Open Subtitles | لم أرده أن يعض أصابعى بواسطة أسنانه الاصطناعية الكبيرة |
Çünkü partiyi bilmesini istemiyordum. | Open Subtitles | لأنّني لم أرده أن يعلم بإقامتنا للحفلة |
Gelmesini istemiyordum ama... Çocuğunuz var mı, Bay Vale? | Open Subtitles | لم أرده أن يذهب هل لديك أطفال سيد فيل ؟ |
Sen benim acımı alamazdın ve Ben de gitmesini istemiyordum. | Open Subtitles | لم تستطع إزالة ألمي ولم أرده أن يذهب |
- Evet, onu orada istemiyordum. | Open Subtitles | .نعم, أنا فقط لم أرده أن يكون بالجنازة |
Onun da benim gibi büyümesini istemiyordum. | Open Subtitles | لم أرده أن يكبر ليعيش ماعشته |
Frank'i beklemiştim çünkü, Billie için yeteri kadar iyi olmadığını hissettirmiştim, ama yalnız hissetmesini istemiyordum. | Open Subtitles | انتظرت (فرانك) لأنه بينما أشعرته بأنه ليس جيداً (ليكون مع (بيلي لم أرده أن يكون وحيداً |
Senden istemiyordum. | Open Subtitles | لم أرده أن يكون معك أنت |
Onun yalnız olmasını istemiyordum! | Open Subtitles | -لم أرده أن يكون وحيداً ! |
Onun yalnız olmasını istemiyordum! | Open Subtitles | -لم أرده أن يكون وحيداً ! |